DÜNYA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CNN TÜRK-Kanal D ortak yayınına katıldı



CNN TÜRK-Kanal D ortak yayınına katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dış siyasetteki mücadele alanları, iç politikadaki tartışmalar, gündeme dair gelişmelerle ilgili olarak Fulya Kalfa moderatörlüğünde, Ahmet Hakan, Hande Fırat, Abdulkadir Selvi ve Zafer Şahin’in sorularını cevapladı.
“Millî Güvenlik Kurulu’nda (MGK) terörle mücadele masaya yatırıldı. Mersin’de polisevine bir saldırı oldu. Bu saldırıyı gerçekleştiren teröristlerden Dilşah Ercan’ın CHP’nin hazırladığı ‘Tutuklu Gazeteciler Raporu’nda yer aldığı ortaya çıktı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, saldırıda şehit olan polis Sedat Gezer’e Allah’tan rahmet diledi.
Gezer’in ailesine ve Türk milletine başsağlığı dileklerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaralı polise ise şifalar temenni etti.
Şehit Gezer başta olmak üzere diğer polis ve bekçilerin saldırı sırasında kahramanca bir mücadele verdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, teröristlerin elinde kalaşnikof varken şehit Gezer’in tabancasıyla kendisini yere atması ve orada iki teröristin etkisiz hâle getirilmesinin, kahramanlıklarının yanı sıra eğitimlerinin de ne denli başarılı olduğunu gösterdiğini söyledi.
“BU OYUNA GELMEYECEĞİZ”
CHP’nin bu teröristlerden birini gazeteci diye geçmişte savunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Çünkü bunlar daima bizim önümüze çıkıyor. İşte şu anda gazetecilerden hapiste olanlar var. İşte bunlara yönelik herhangi bir olumlu yaklaşımımız yok. İçeride, dışarıda bunlarla karşı karşıya oluyoruz. Terör örgütü ve siyasi uzantısı malum parti yerine, devletin söylediğine eğer kulak verselerdi, böyle ibretlik ve utanılacak hâllere düşmezlerdi. Ama maalesef açık söyleyeceğim, bunlarda utanacak yüz yok. O hapistekilerin de iddia edildiği gibi gazeteci değil, terörist olduğunu biz en baştan beri söyledik ve hâlâ da söylüyoruz. Ama bunlarda yüz yok. Yargı bunları terörist oldukları için cezalandırıyor, mahkûm ediyor veya tutukluyor. Şimdi bunu bir defa görmemiz lazım. Resmî internet sitelerinde de bu ‘tutuklu gazeteci’ diye gösterdikleri raporu hâlâ maalesef gezdiriyorlar. Demek ki hâlâ bu teröristin de bunlar arkasındalar. Yani bundan vazgeçmiş değiller. Bir de o uydurma raporda bu teröristin sırt çantasında kamera, fotoğraf makinası taşıdığı detayını da yazmışlar. Yazanlar kim? Yine malum ana muhalefetin belli yerlere yerleştirdiği kişiler.”
Teröristlerin saldırıyı sırt çantasında taşıdıkları kalaşnikofla yaptığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “O sırt çantasında taşıdığı bombayı patlatarak kendini de katletti. Bunların Türkiye’ye kara çalmak için hazırladıkları uydurma raporda savundukları işte bu teröristler. Bunların yaptığı hükûmet eleştirisi değil, devlet düşmanlığı derken işte ben bunu kastediyorum. CHP bir millî güvenlik sorunudur. İşte bütün bunları söylerken kastım da bu. Bu oyuna gelmeyeceğiz” diye konuştu.
“CHP, ‘O zaman bunun terörist olduğunu bilmiyorduk, bilmeyebilirdik.’ şeklinde bir savunma yaptı. Bu, sizin için inandırıcı oldu mu?” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan şu cevabı verdi: “Bunun zaten inandırıcılığı, her şeyi bu olayla beraber ortaya çıkmış oldu. Bundan sonraki süreçte şu anda içeride olan, CHP’nin bunların arkasında durması ve diğer yandaş malum partinin de bunların arkasında durmasının kıymetiharbiyesinin olmadığı ortaya çıkıyor. Bunlara çok dikkat etmek lazım. Bunların muhakkak terörle bir iltisakı, dağla bağlantıları var. Bunu bileceğiz, adımı da buna göre atacağız. Yani şu anda Edirne’de tutuklu, mahkûm olanların durumu da aynı. Bunlar Diyarbakır’da 50 küsur suçsuz evlatlarımızı… Yine bunlar yaptıkları ‘Sokağa çıkın, dökülün’ demek suretiyle onların ölümüne neden olmadılar mı?”
“Tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı mı kastediyorsunuz?” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan “Tabii” karşılığını verdi.
“CHP’nin ‘belli yerlere yerleştirdiği kişiler’ dediniz. Bununla neyi kastettiniz?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Parti içi makamlar, grup başkanvekili vesaire” cevabını verdi.
“ADALARI SİLAHLARDAN ARINDIRMALARI ŞART”
“Türkiye’nin bir İHA’sı, Yunanistan’ın hemen dibimizdeki Sisam ve Midilli adalarına ABD’nin verdiği zırhlı araçları yerleştirdiğini tespit etti. Bu, Lozan’a ve uluslararası anlaşmalara aykırı bir durum. Bir suçüstü durumu var. Siz sürekli ‘Bunu yapmaktan vazgeçin.’ dediniz, hatta sert mesajlar da verdiniz ama dinlemiyorlar. Ne yapmayı düşünüyorsunuz?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ABD, her şeyden önce NATO’da beraber olduğumuz ülkeler arasında adil davranmıyor. Yunanistan, NATO’da beraber olduğumuz bir ülke ama Türkiye de NATO’da, beraber olduğumuz bir ülke” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin NATO’daki durumuyla Yunanistan’ın NATO’daki durumunun mukayese edilir bir yanının olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin hem yaptığı ödemelerle hem de Kara Kuvvetleri ve verdiği güçle NATO’da ilk beş içerisinde yer aldığına dikkati çekti.
“Amerika’nın bu adalara, gerek Midilli’ye gerek Sisam’a bu kadar yüklü silah, mühimmat, araç gereç göndermesi kabul edilebilir bir şey değil” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “ABD’nin son zamandaki bunlara vermiş olduğu zırhlı araçlar, bunları buraya konuşlandırmaları falan bütün bunlar İHA’larla tespit edildi. Tabii bunları tespit etmekle kalmadık. Amerikan zırhlıları nihayetinde bizi tehdit etmek için kullanılıyor. Ama bunlara sorduğunuz zaman ne diyorlar? ‘Biz, bunları Rusya için kullanıyoruz, kullanacağız. Bunun için burada böyle bir konuşlanma yapmış bulunuyoruz’. Amerika’ya diyoruz ki Türkiye gibi bir müttefik bulamazsın. İşine geldiği zaman bunu böyle söylüyorsun. Yine Amerika’ya ve Yunanistan’a gerekli uyarıları Dışişleri Bakanlığımız vasıtasıyla yaptık. Birleşmiş Milletlere son mektubumuzu da 17 Eylül’de gönderdik. Durumdan haberdar edelim, sonra bize şunu söylemesinler, ‘Siz bizi haberdar etmediniz.’ Yunanistan bu meseleyi yok sayıyor ve görüşmeden de kaçıyor. Burada bir şey çok önemli. Buralar, hukuki ifadesiyle gayriaskerî adalar. Biz, burada uluslararası yargı yolunu bunların tıkadıklarını görüyoruz. ‘Uluslararası hukuktan yanayım.’ diyorsan neden görüşmeden, mahkemeden kaçıyorsun? Bu adaları silahlardan arındırmaları şart. Lozan’a göre buralar özel bir statüye tabi.”
Yunanistan’da toplam dokuz Amerikan üssünün bulunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim, Amerika’dan beklentimiz, Yunanistan’ı yanlış hesaplara sokmaması ve uluslararası kamuoyunun manipüle edilmesine müsaade etmemesidir. Şu anda biz, bütün bu olup bitenleri adım adım takip ediyoruz” dedi.
“KIBRIS TÜRK HALKININ GÜVENLİĞİ İÇİN HER TÜRLÜ TEDBİRİN ALINACAĞINI HERKESİN BİLMESİ GEREKİR”
Bugünkü Millî Güvenlik Kurulu Toplantısı’ndan sonra yapılan basın açıklamasının bunları içerdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Amerika’nın Güney Kıbrıs’a yönelik silah ambargosunu kaldırmasının da ne içerik bakımından ne de zamanlama bakımından izahı yoktur. Rum-Yunan ikilisinin Doğu Akdeniz’de barış ve istikrarı tehdit eden adımlarını görmezden gelen, hatta teşvik eden Amerika, bu adımıyla adada bir de silahlanma yarışına yol açacaktır. Biz duracak mıyız? Duramayız. Biz de ne yapıyoruz? Tabii ki Kuzey Kıbrıs’ta ne gerekiyorsa bu konuda bu adımları attık, atıyoruz ve atacağız.”
“Asker ve silah sevkiyatı mı yapılıyor?” sorusunu Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hayır, asker en kolayı. Şu anda 40 bine yakın bizim orada askerimiz var. Ama bunun dışında da şu anda orada bizim silah, mühimmat, araç, gereç vesaire, bu konularda da hem kara hem hava hem deniz bütün bunlarla ilgili adımlarımızı atıyoruz. Bu son adımın da cevapsız kalmayacağını, Kıbrıs Türk halkının güvenliği için her türlü tedbirin alınacağını herkesin bilmesi gerekir” diye yanıtladı.
“ABD’nin Kıbrıs’la ilgili ambargoyu kaldırmasına karşı mı söylüyorsunuz bunu?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii, o var ama anlaşılan şu ki Amerika ambargoyu kaldırsa da kaldırmasa da maalesef attığı adımlarla ‘Türkiye sen ne yaparsan yap.’ Bunu diyor” ifadesini kullandı.
“Limana askerî savaş gemilerinin girecek olmasını nasıl değerlendirdiniz? Türkiye’ye tehdit mi bu?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Lozan’a baktığımız zaman buralar silahtan ari olan adalardır. Ama silahtan ari olması gereken bu adalara Amerika maalesef ne Lozan’ı dinliyor ne bu noktada Paris’i dinliyor, bunların hiçbirisini dinlemeden bu adımları attı, atıyor” dedi.
“ESİRLERİN TAKASI OLAYI BAŞARILI BİR ŞEKİLDE SONA ERDİ”
Birleşmiş Milletler 77. Genel Kurulu temasları ile Türkevi’ndeki yabancı devlet başkanları ve başbakanları ile görüşmelerinin sorulması üzerine Cumhurbaşknaı Erdoğan, “Yani istisnasız söylüyorum, görüştüğüm devlet başkanları olsun başbakanları olsun senatör ve milletvekilleri olsun hepsi de istisnasız şu ifadeyi kullandılar; ‘Rusya-Ukrayna arasındaki arabuluculuğunuz her türlü takdirin üstündedir, bir taraftan, tahıl koridorunun çalışması bir diğer taraftan gübre olayı ama en önemlisi de 200 esirin takası.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ve Ukrayna arasındaki esir takasına çok önem verildiğini, özellikle Rusya’nın, Rusya yanlısı ana muhalefet partisi Yaşam İçin Muhalefet Platformu’nun lideri Viktor Medvedçuk’a çok önem verdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Belki siz de izlemişsinizdir, Medvedçuk’un hanımı televizyon ekranlarından bize çağrıda bulunmuştu, ‘ne olur Erdoğan kocamı kurtar.’ Şimdi yaptığım tüm görüşmelerde Sayın Putin bana bunu hep hatırlattı. Biz de elimizden gelen gayreti göstererek, Sayın Zelenskiy ile de bu konuları görüşerek gerek Medvedçuk gerekse bu diğer esirlerin takası olayı hamdolsun başarılı bir şekilde sona erdi. Şu anda bundan sonraki süreç de var, bundan sonraki süreci de bizim gayet iyi yönetmemiz lazım” değerlendirmesini yaptı.
“Barış için hala umut var mı?” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu cevabı verdi: “Yani ben umutsuz değilim ama böyle de hemen bir anda bir netice alırız dersek o da hayal olur. Örneğin şu anda dört tane şehirde yapılan referandum olayı. Şimdi bu referandum olayı neyi getiriyor, sıkıntıyı getiriyor. Yani keşke böyle bir referanduma gidilmeseydi de bütün bunları bir diplomasi yoluyla çözebilseydik veya çözebilseydiler ama maalesef bu olmadı. 2014’te de biliyorsunuz benzer bir durum Kırım ile ilgili olmuştu. Mesela Kırım ile ilgili konuda da başarılı olamadık yani ben o zaman yine Sayın Putin’e ‘Burada bizim soydaşlarımız var, yani Kırım’la ilgili olarak bu attığınız adım doğru değil.’ demiştim ama netice alamadık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile bugün yaptığı telefon görüşmesinin sorulması üzerine, “Zelenskiy de bu dört tane bölge ile ilgili desteklerimizi istiyor. Yani bu konuda Sayın Putin’le görüşerek Sayın Putin’i ikna etmemizi istiyor. Şimdi yarın bakalım arkadaşlar bağlantıları kuracaklar, inşallah Sayın Putin ile yarın bu konuları şöyle etraflıca bir ele almayı düşünüyorum” dedi.
TAHIL KORİDORU ANLAŞMASI
Tahıl koridoru anlaşmasının hatırlatılması ve Rusya’dan gübre tedarikine ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bunlar da gündemimizde. Şimdi biliyorsunuz şu ana kadar daha çok Ukrayna tarafından gelen tahıl vardı. Bu tahılda da şu an 5 milyon tonu aşmış vaziyetteyiz ama gübre olayında daha çok ağırlıklı olarak Rusya tarafı önem arz ediyor. Onlarla da bu konuları görüşüp oradan da eğer gübre konusunu çözebilirsek, özellikle yani tarımda gübreye ihtiyacı olan ülkeleri bu konuyla ilgili doyurmuş oluruz ve gübre ile beraber de oralara da bir bereket getirmiş oluruz diye düşünüyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in tahıl konusundaki sözlerinin sorulması üzerine, şöyle devam etti: “Şimdi bütün mesele zaten orası, yani biz şu anda özellikle bu tahılı az gelişmiş garip gureba ülkelere nasıl aktarırız, hep bunun gayreti içinde olduk. Ne yazık ki mevcudun diyebilirim ki yüzde 80’i daha çok zengin ülkelere gitti. Şimdi zengin ülkelere gidince bu da ciddi manada Sayın Putin’i rahatsız etti ve bu son görüşmelerimizde gerek Özbekistan’da gerekse ondan önceki Tahran görüşmemizde de bunlar gündeme geldi. Temenni ederim ki bundan sonraki süreçte hedefimiz olan o, fakir fukara, garip gureba ve az gelişmiş ülkelere bunu göndermek, bunların ihracında başarılı olalım, neticeye varalım. Çünkü burada iki şey önem arz ediyor, tahıl ve gübre. Şimdi henüz Rusya’dan biz bu ürünleri çekmiş değiliz. Bugüne kadar daha çok Ukrayna tahılını aldık. Fakat şimdi öyle zannediyorum ki tahıl ve gübrede inşallah Rusya kanalı devreye girecektir.”
“RUSYA’NIN KISMİ SEFERBERLİK KARARI BİLE ENDİŞE VERİCİDİR”
Rusya-Ukrayna arasındaki savaşta nükleer bir tehdidin olup olmadığına ve bu konuyla ilgili Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmesinde telkinde bulunup bulunmadığına dair bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Ben bunları düşünmek istemiyorum. Yani bir nükleer savaşa gitmenin bedeli, faturası bir felaket. Bunu hiç bırak konuşmayı, düşünmemek gerekir. Bunları zaten inşallah gündeme getirmeden diplomasi yoluyla bu işi çözmek, işin en isabetli bana göre adımı olacaktır. Biz de daha çok zaten buradan adım atalım diyoruz. Çünkü Ukrayna’nın işgal altındaki bazı bölgelerinde Rusya’ya katılım için referandum düzenlenmesi ve Rusya’nın kısmi seferberlik kararı bile endişe vericidir. Yani birileri demek ki işin hep bu yanından girdiler. Bu türden gelişmeler diplomatik sürecin canlandırılması çabalarını zora sokuyor ve istikrarsızlığın derinleşmesine de yol açıyor. Ukrayna’nın özellikle bu işgal edilen bölgelerinde yapılan bu referandum olayı eğer buradan ilhak kararı çıkarsa ki buradan endişeliyim, çıkabilir, çünkü tanıdığım Sayın Putin bir şeyi kafasına koyduysa bunu o şekilde yapar, böyle de bir durum var. Onun için yarınki görüşmemizi inşallah randevu verilirse çok çok önemsiyorum. Temennim o ki bu işi inşallah şu geldiği noktada bırakıp diplomasiyi devreye sokmuş olalım.”
TÜRKİYE’YE F-16 SAVAŞ UÇAĞI SATILMASI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye F-16 savaş uçağı satılması konusundaki son duruma ilişkin soru üzerine de şunları kaydetti: “Bize verdikleri söz başta Sayın Biden bu konuda Demokratlar olarak kendi düşüncesinin F-16’ları ve diğer bütün parçalar, aksam, bunları vermekten yana olduğunu bize söyledi. Bu arada da yine özellikle savunma bakanım, muhatabı ile yaptığı görüşmelerde bu istikamette cevaplar alıyor, ‘Yani biz vermekten yanayız, işte Cumhuriyetçilerden destek alamıyoruz, onlar bu işe işte ters bakıyorlar’ filan. Bu seyahatte Cumhuriyetçilerden Lindsey Graham ve yine bir başka senatör de vardı, onlarla ayrı ayrı görüşmelerim oldu. O görüşmelerimde de bana olumlu cevaplar verdiler. Dediler, ‘Yani biz NATO’daki en önemli ortağımız olan Türkiye’yi bu noktada yalnız bırakamayız, elimizden gelen gayreti göstereceğiz.’ Farklı birkaç kişiyle daha yine görüşmelerim oldu. Onlar da Türkiye’ye karşı tavır içerisinde olan ismi burada vermeyeyim, kişi ve kişilerden bahsetti, ‘Onlarla da görüşmeler yapacağız ve bu görüşmelerle birlikte Türkiye’ye karşı bir hasmane tutum içerisinde olmanın doğru olmayacağını çünkü Türkiye NATO’da bizim çok çok önemli bir ortağımız dolayısıyla bu sorunu çözmemiz gerekir diyeceğiz.’ dediler. Biz de şu anda Sayın Biden’ın bize vermiş olduğu bu sözden hareketle hakikaten bunun neticesini bekliyoruz.”
“İyimser bir bekleyiş içerisinde misiniz” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evet” cevabını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti heyetinin, Türkiye’ye F-16 satılması konusunda ABD Kongresindeki temaslarının sorulması üzerine, “Beraberdik, onlar kaldılar ve şu anda dönmüş olmaları lazım. Onlar da orada yine Senato ve Kongredeki bazı üyelerle, Cumhuriyetçi ve Demokrat onlarla bazı görüşmeleri yaptılar. Temennim odur ki inşallah NATO’nun da menfaatine olan böyle bir girişimde NATO da bizi yalnız bırakmayacaktır ve o da gerekli adımları atacaktır diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“SURİYE’DE TERÖR ÖRGÜTÜ VARLIK GÖSTERDİĞİ MÜDDETÇE BİZİM ORADAKİ KARARLI MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEKTİR”
Türkiye’nin Suriye’ye yönelik harekâtının gündemde olup olmadığı ve Şam rejimi ile MİT’in görüşmelerinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Suriye’de terör örgütü varlık gösterdiği ve millî güvenliğimizi tehdit etmeye devam ettiği müddetçe bizim oradaki kararlı mücadelemiz devam edecektir. Biz ondan taviz veremeyiz, sahada bu doğrultuda gerekli çalışmaları yapıyor her türlü tedbiri alıyoruz. Burada bizim için esas unsuru oluşturacak olan millî güvenliğimizdir. Yani millî güvenliğimizi tehdit eden ne varsa nerede olursa olsun bu dört nokta olabilir, beş nokta olabilir veya daha fazla olabilir, oralara karşı hani o ‘bir gece ansızın’ dediğimiz konu odur. Gerekli adımı atarız ve yapmamız gereken de neyse onu da yaparız. Çünkü bu mücadele ve çalışmalarımızı gerekli ve uygun gördüğümüz anda kapsamlı bir terörle mücadele harekâtına dönüştürmekten asla kaçınmayız. Nitekim bugünkü Millî Güvenlik Kurulu basın metninde de bunlara özellikle yer verdik. Biz bunların başarılı sonuçlarını gördük görüyoruz, biz esasında bölgedeki terörle mücadele gayretimizle sadece millî güvenliğimize yönelik tehditleri bertaraf etmiyoruz, bölgenin huzurunu da burada temin ediyoruz ve terörle mücadele arkadaşlar biliyorsunuz tek taraflı olmaz onun için karşı taraf da buna aynı şekilde olumlu yaklaşımda bulunması lazım ki netice alalım. Amerika ve Rusya’nın 2019 Ekim ayında vardığımız mutabakatları uygulaması gerekiyor. Sınırdan 30 kilometre güneye… Burada bir de PKK/YPG terör örgütü sınırımıza yakın bölgelerde bu mutabakatlara aykırı şekilde hâlen konuşlu, tatbikatlar yapıyor. Hatta hatta Kamışlı ve çevresinde bunlar eğitim alıyorlar. Şimdi bu gerçekler ortadayken, Amerika koalisyon güçleri ile beraber bu adımları atarken, biz nasıl NATO’da beraber olacağız. Bu duruma da kimse bizim sessiz kalmamızı bekleyemez.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şam ile görüşmelere ilişkin, “Şam ile ilgili olarak bizim istihbarat örgütümüz oralarla ilgili görüşmeleri yürütüyor ve bizler de istihbarat örgütümüzün aldığı neticeler üzerinden yol haritamızı belirliyoruz” ifadelerini kullandı.
“ULUSLARARASI ALANDA TÜRKİYE VİCDANIN SESİ OLUYOR”
“Suriyeli sığınmacıları oradaki güvenli bölgelere yerleştirme çalışmalarınız devam ediyor mu?” sorusuna, Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’nin kuzeyinde hedefimiz ilk etapta 100 bin, ikinci etapta bunları 250 bine çıkarmak. Buralarda briket evler yapıyoruz. Bu briket evlere Türkiye’deki mülteciler yavaş yavaş taşınmaya başladı. Bu briket evlerin altyapısı var. Artık çadırlar, yağmur, çamur yok. Altyapısıyla, her şeyiyle gayet güzel briket evler yaptık” cevabını verdi.
Briket evlerin 2+1 ve 1+1 şeklinde olduğunu, içerisinde banyo ve tuvalet bulunduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, evlerin güneş enerjisiyle ısındığını söyledi.
Suriyelilerin ülkelerine gönüllü ve güvenli, bunun yanında onurlu dönüşünü hazırlamak gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Biz CHP’nin veya diğerlerinin söylediği gibi ‘Biz gelir gelmez bunları Suriye’ye süreceğiz.’ böyle bir şey diyemeyiz. Bizim ne medeniyetimizde ne kültürümüzde böyle bir durum söz konusu değil. Onun için de insani muamelemizi sürdüreceğiz. Biz Yunan’ın baktığı gibi de bakamayız, onların botları şişlemek suretiyle bunları Ege’de, Akdeniz’de nasıl gömdüklerini, nasıl onların boğulmasına zemin hazırladıklarını gördünüz, görüyoruz. Biz bu şekilde de bakamayız ve CHP’nin sayın başkanının yaklaşımıyla da yaklaşamayız. Onurlu bir şekilde kendileri ‘Yerler hazır, artık gidebiliriz, kendi topraklarımıza dönmek istiyoruz.’ dedikleri anda da kendilerini zorla burada tutmayız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Briket evlerin yapımına sadece Türkiye mi para harcıyor? Uluslararası kanallardan bu evlerin yapımına yeterli miktarda finans sağlanıyor mu?” sorusu üzerine, briket evlerin finansörünün sadece Türkiye olduğunu, evleri sivil toplum kuruluşlarının gayretleriyle yaptıklarını söyledi.
Bir ara Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatının (AGİT) “Destek vereceğiz” dediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatta Sayın Merkel ile bu konuları görüşmüştüm, o da cüzi bir şeyden bahsetmişti. Hiçbir şey gelmedi. Görüyorsunuz şu anda bunlar bizim yaptıklarımız ve Suriyeliler buralara artık yavaş yavaş yerleşmeye de başladı. Şimdi bunların altyapısı da bir taraftan bitiyor. Oyun grupları, çocukların oynayacakları alanlar, onlar da buralarda yapılıyor ve bizim bildiğiniz bütün STK’larımız sağ olsun buralarda büyük bir gayretle, coşkuyla, inançla bu yatırımları gerçekleştirdiler. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığım konuşmada da bu konuya değindim. Biz evrensel adalet çağrımızı yinelemeye devam edeceğiz. Böylelikle uluslararası alanda Türkiye vicdanın sesi oluyor.” diye konuştu.
“ULUSLARARASI TOPLUMUN KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’Nİ TANIMASI İÇİN ÇALIŞACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığınız konuşmada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması çağrısı yaptınız. Buna dair yakın dönemde bir beklenti var mı?” sorusunu, “Biz diyoruz ki Kıbrıs Türk halkının 1959-60 anlaşmalarıyla teyit edilen müktesep haklarını, yani egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsü tescil etsin. Bu adadaki iki devletin eşit statüde müzakere masasına oturması demektir ve bunu başaracağız. Tabii bu eşitliği sağlama görevi de önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne düşer. Eğer Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi gerçekten adil davranırsa bu süreci hızlandırırız. Çünkü ben Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndan da netice alacağımıza inanıyorum” diye cevapladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1,5 yıldır Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden bu konuda hiçbir hareket görmediklerini, konseyin Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğini, eşit uluslararası statüsünü teyit etmek için hiçbir adım atmadığını dile getirdi.
“Bunu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi yapamıyorsa o zaman Birleşmiş Milletler üyeleri Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’ni tanıyarak Kıbrıs Türklerinin müktesep haklarını teyit edebilirler” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki hitabında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması için uluslararası topluma çağrıda bulunduğunu hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu bir ön hazırlık. Çağrımızın arkasında duracak tüm kurum ve kuruluşlarımızla uluslararası toplumun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıması için çalışacağız. Uluslararası toplum bundan sonra çözümün yolunu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyarak açmalıdır diye düşünüyorum” dedi.
New York’ta da görüştükleri muhataplarına bu politikayı gerekçeleriyle anlattıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, çabalarının sonuç vereceğine inandığını ifade etti.
TOKİ’NİN “İLK EVİM İLK İŞ YERİM PROJESİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TOKİ’nin 250 bin konut projesinde son durum nedir? Bu projelerde temeller ve kuralar ne zaman çekilecek? Taksitlerin sabit olmaması konusunda eleştiri var. Bununla ilgili düzenleme yapılabilir mi? Bu konut hamlesiyle alakalı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ‘Para toplamak için yapıyorlar’ dedi ve ardından da ‘Garanti versinler, destekleyeceğiz’ açıklamasını yaptı. Bu açıklamaları nasıl değerlendirirsiniz?” sorusuna şu cevabı verdi: “Sayın Kılıçdaroğlu’nun daireye ihtiyacı mı var? Garanti istediğine göre demek ki böyle bir ihtiyacı var herhalde. Şu anda böyle bir ihtiyaç varsa TOKİ’ye müracaat eder, bitmiş olan konutlardan da böyle bir imkân ona tanınabilir. Buyursun. Biz 1 milyon 250 bin TOKİ olarak konut yaptık. Biz ilk defa bu alana girmiyoruz ki. Biz bu adımı atmış, kendimizi ispatlamışız. Burada nice garip gureba, fakir fukara, asker, engelli buralardan konut aldılar. Hepsi de bu konutlarda ne kadar mutlu olduğunu bize ifade ediyor. 1-1,5 ay önce Esenler’de konut dağıtımı yaptık ve orada yine bir eve gittim, çaylarını içtik, mutluluklarını gördük. 3+1 konut. Kemal Bey, bak dürüst ol. Siyaset dürüstlüktür. Böyle enine boyuna aklına ne geliyorsa atmak değil. Biz şu anda bu attığımız adımla bir defa yeniden bir tarih yazıyoruz. Gençlerimizin başvuru sayısı 1 milyon 715 bin. Bak gençler bile bu işi senden iyi kavramış vaziyette. 5 milyona dayanan bir müracaat var ve projelerimizde ilk kazmayı inşallah 25 Ekim’de vuruyoruz. Bununla neyi anlatmak istiyorum? Derdimiz Türkiye’nin dört bir yanında, nerelerde TOKİ olarak konut yapımına başlayacaksak, hepsine aynı anda bir defa temelleri atalım, bu işi başlatalım istiyoruz. En kısa zamanda kura tarihlerimizi de açıklayarak bu adımları atacağız. Tabii bir şey daha şimdi yapma durumumuz var. O da şu, biliyorsunuz konut, arsa bir de gençlere yönelik olan adım. Şimdi ben ‘arsamı alır, evimi kendim yaparım.’ diyenlere yönelik de mevcut rakamı artırmak suretiyle belki bunu 1 milyona, belki daha fazlaya çıkarmak suretiyle, yine kuraya tabi tutmak suretiyle, istiyoruz ki biz vatandaşlarımıza bu sayıyı artırarak, böyle bir imkân tanıyalım. Rakam beşi yakalayınca şimdi bize yeni bir adım atmak, bu noktada yeni bir zemin hazırlamak için böyle bir adımı bakanımla da konuştuk, ‘bunu yapalım’ dedik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mevcut arsa için açtığınız bir imkân var. Bu imkâna talep var mı?” sorusunu, “Olmaz olur mu? Ondan dolayı bunları yapıyoruz zaten” şeklinde cevapladı.
“Arsayı alan kendi evini mi yapacak?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz altyapıyı yapacağız, o da evini yapacak” dedi.
Vatandaşın, yatay mimariye uygun olmak kaydıyla evini yapabileceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şu anda Çevre Şehircilik Bakanlığımız ekibiyle bütün buralarda araştırmaları yapıp, planlamayı yapacaklar. Bu planlamayı yaptıktan sonra da ‘hangi ilde ne kadar arsa’ biz takdim edeceğiz. Bunun adımını inşallah bu kura çekiminden önceye yetiştireceğiz. Şu anda çalışmayı, dün akşam Murat Bey’e talimatı verdim, dedim ‘Süratle bu çalışmaları başlat ve en kısa zamanda da inşallah bunun duyurusunu yapalım’, arsa alacak vatandaşlarımız hemen buraya yönelsinler ve onlarda da kura çekeceğiz malum, bu kuraya onları da tabi tutalım ve bu kurayla neresi kime çıkarsa o da orada yerini alsın.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, proje kapsamındaki arsa sayısına ilişkin, “1 milyon arsa. Fazla olabilir ama az olmayacak” bilgisini verdi.
TOKİ’nin “İlk Evim İlk İş Yerim Projesi”ne vatandaşların yoğun ilgi gösterdiğini, başvuruların 5 milyon sınırına yaklaştığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk başta başvuru sayısının bu kadar olacağını öngöremediklerini söyledi.
Geçen hafta yapılan kabine toplantısının ardından ikinci bir etabı seçimlerden sonra başlatabileceklerini açıkladığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fakat şimdi şartlar bizi öyle zorluyor ki hiç olmazsa şimdi şu arsa ama arsanın da tabii altyapısını yaparak bunları verelim. Bunu da vatandaşımız kendisi yapsın. Tabii şimdi biz 500 bin sosyal konuta bir defa süratle başlayalım, bir taraftan bu arsalara vatandaşımız altyapısı yapılmış olarak gelsin girsin, o da kendi konutunu yapsın. Böylece 1,5 milyon oluyor. Biz şimdi bu arsaların adedini artırırsak, ha arttırmayı düşünüyoruz. Az önce de söyledim 1 milyon 175 bin toplu konutu biz yaptık, başkası değil. Daha önce de söyledik. Yani parasal olarak bizim bir sıkıntımız yok ve biz bunları yaparız” diye konuştu.
Kabine toplantılarından sonra vatandaşlara yönelik müjdelerin açıklandığının hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğrencilerden çiftçilere, ücretli çalışanlardan işverenlere kadar milletin bütün kesimlerinin yanında olduklarını, özellikle dar gelirli vatandaşlara yönelik kapsayıcı destekleri kesintisiz sürdürdüklerini ifade etti.
“BU YÜZYILIN ADI TÜRKİYE YÜZYILI OLACAK”
Yükseköğrenim yurtlarında kalan öğrencilere verilen günlük beslenme yardımını 25 liradan 60 liraya çıkardıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, yükseköğrenim yurtlarının kapasitesini 850 bine yükselttiklerini kaydetti.
Öğrencilerin beslenme yardımını aylık 750 liradan bin 800 liraya yükselttiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öğrenim kredisi borçlarının geri ödemelerinin sadece alınan ana para üzerinden yapılmasını da ne yaptık, açıkladık. Böylece kredi geri ödemelerinde toplam 26 milyar liranın üzerinde bir yükü gençlerimizin üzerinden kaldırdık” ifadesini kullandı.
Çiftçilere, elektrik faturalarını aylık ödeme yerine hasat sonrasında ödeme imkânı sağladıklarını, önceki dönemlere ait borçları için de beş yıla kadar vade ile hiçbir faiz işletilmeden geri ödeme imkânı getirdiklerinin müjdesini verdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, birçok tarımsal ürünün alım fiyatlarında bir önceki yıla göre önemli oranlarda artış yaparak bir kez daha üreticilerin yanında yer aldıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’de sosyal amaçlı harcamalara bütçeden ayrılan kaynak 1,6 milyar lira iken, 2022’de ek bütçeyle birlikte bu rakamın 146 milyar liraya ulaştığının bilgisini verdi.
Dünyadaki olumsuz gelişmelere rağmen Türkiye ekonomisinin büyümeye devam ettiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çok daha açık, net söyleyeyim inşallah bu yüzyılın adını koyuyorum, Türkiye yüzyılı olacak. Dünyada şartlar ne getiriyor, ne götürüyor, Avrupa’da, Amerika’da durum nedir, görüyorsunuz. Ama Türkiye bu sıkıntıları yaşamadı, yaşamıyor. Eğer bugün yani 2’den 4’e, 6’ya Türkiye büyümesini gösterdiyse işte bu bir gerçektir. Türkiye bunu yakaladı. İç ve dış talebin katkısıyla yüzde 7,5 dengeli ve güçlü bir büyüme kaydettik. Bu büyümede ihracatın desteklediği, kuvvetli sanayinin yanı sıra turizmdeki olumlu gelişmelerin katkı sağladığı hizmetler sektörü de etkili oldu” değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2022’de küresel büyüme tahminleri dünya genelinde aşağı yönlü olmasına rağmen üretimi, yatırımı, ihracatı ve istihdamı merkeze alan Türkiye ekonomisinin ise büyümeye devam edeceğini vurguladı.
“YILBAŞINDAN İTİBAREN NETİCELERİNİ ALMAYA BAŞLAYACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2022 yılında büyümenin yüzde 5 seviyesinde gerçekleşmesini öngörüyorum. Tabii bu bir ortalama rakamdır, daha iyisi olacak ama daha kötüsü olmayacak” dedi.
Ekonomideki büyümenin vatandaşa ne zaman yansıyacağına ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ocaktan itibaren bunun emarelerini çok rahat göreceğiz. Bir defa enflasyondan önce şu anda faize bakıyorum. Şu an itibarıyla biz faiz oranını yüzde 12’ye indirdik. Buradan tüm yatırımcılara çağrımı yine yapıyorum, diyorum ki, ‘Eğer yatırımcıysan, bak kamu bankaları başta olmak üzere şu anda faiz 12’ye indi. Bundan sonra yukarı çıkma yok, daha aşağı inecek ve daha aşağı inmek suretiyle de bu enflasyonu da ne yapacak, onu da baskılayarak aşağı indirecek.’ Bir yatırımcı neyi arar? Yapacağı yatırımda düşük faiz arar. Şimdi bizim beşli başlığımız var, yatırım, istihdam, üretim, cari harcama noktasında özellikle oradaki büyümeyi arzu ettiğimiz istikamete getirmek. Şimdi bu beş başlıkla bir defa gel, yatırımını yap ve düşük faizle krediyi birinci derecede kamu bankalarından al. Adımını at, hem istihdam sağla hem üretim hem ihracatta sen de yerini al ve bir de ülkenin büyümesine katkı sağla. İnşallah bu yıl içerisinde beklemeden hemen yılbaşından itibaren de neticelerini almaya başlayacağız.”
ASGARİ ÜCRET
Asgari ücret tespitinin aralıkta yapılacağını, buna yönelik çalışmaların ilgililer tarafından yürütüldüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Aralıkta tekrar değerlendirmeleri yapıp yeni bir adımı da inşallah yıl sonu itibarıyla atacağız ve bu konuda 2023’e girerken çok daha farklı bir şekilde, çok daha güçlü bir şekilde gireceğiz. Hiç tereddüt etmeden asgari ücreti yükseltirken artışın getirdiği yükün tamamını işverenin üzerine bırakmadık, üzerimize aldık. Böylelikle üretimi korumuş olduk. Devlet olarak çok ciddi bir fedakârlıkta bulunarak asgari ücret yanında tüm ücretlerin asgari ücrete kadarki kısmından vergileri yılbaşında kaldırdık. Bu düzenleme ile işçi-memur ayrımı yapılmaksızın tüm çalışanlara vergi istisnası kaynaklı ilave bir gelir avantajı sağladık. İşçilerimizin enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında zor durumda kalmasını engellemek bizim birinci önceliğimiz olmaya devam ediyor. Tabii bu bir ara artış idi. Bunu zaten işçilerimiz de hakikaten ayırt ettiler ve bundan dolayı da bizlere hep şükranlarını ifade ettiler.”
EYT konusuna da değinen Erdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in bu konuda çalışmaları yürüttüğünü belirterek, “Vedat Bey’in alanına girersem ona haksızlık yaparım. Onu, kendisi açıklarsa bizim için çok daha isabetli olur ama son aşamasına çalışmayı getirdiklerini biliyorum ve bize sunduklarında değerlendirmelerimizi ayrıca yapacağız” diye konuştu.
“DOĞAL GAZIMIZ RUSYA’DAN GELİYOR VE HERHANGİ BİR İHTİLAFIMIZ YOK”
Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Avrupa’da yaşanan doğal gaz sıkıntısının Türkiye’de yaşanmayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa ülkelerinde olduğu gibi tasarruf çağırısında bulunup bulunmayacağına dair soruya, “Yapmadım, yapmayacağım, yapmıyorum. Çünkü tasarruf her zaman için zaten öyle veya böyle faydalıdır. Zaten israftan kaçınalım” cevabını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihtiyaç sahiplerine elektrik ve doğal gazda gerekli destekleri verdiklerini hatırlatarak, “Hele hele şimdi Karadeniz doğal gazı inşallah bu kışla beraber devreye girerse o zaman zaten işimiz çok da kolay olacak. Doğal gazın devreye girme ihtimali bayağı iyi ama bizim Rusya ile bu noktada şu anda herhangi bir sıkıntımız yok. Doğal gazımız Rusya’dan geliyor ve herhangi bir ihtilafımız yok. Bunun yanında artı bazı değerler bize katması noktasında da Sayın Putin ile görüşmelerim oldu, oluyor ve ondan da inşallah güzel gelişmeler olacak” diye konuştu.
Türkiye’nin Rusya ile Mersin’de yapımına devam ettiği Akkuyu Nükleer Enerji Santralinin birinci güç ünitesi türbininin 2023’te aktif hale geleceğini, sonraki aşamada üç türbinin daha devreye gireceğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sürecin 2028’de tamamlanacağını kaydetti.
Nükleer enerji konusunda yeni adımlar atmak istediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bu arada bir de Sinop’ta bir nükleer enerji santralinin adımını atacağız. Bununla ilgili de yine Putin ile benim şöyle etraflı bazı görüşmelerim oldu ve bu görüşmeleri de devam ettiriyoruz. Çünkü yenilenebilir enerjide özellikle nükleer enerji santrallerinin çok büyük fonksiyonu var. Hem fiyatlar itibarıyla hem kirli enerji değil. Temiz enerjiyi özellikle halka kazandırma noktasında çok büyük önemi haiz. Bunun çalışmalarını en son Soçi görüşmemizde de Sayın Putin ile etraflıca yaptık ve bu konuyla ilgili olarak da biz doğal gazda olsun, nükleer enerjide olsun dayanışmamızı devam ettireceğiz” değerlendirmesini yaptı.
“Sinop’taki nükleere enerji santrali için tarih belirlenip belirlenmediği” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onu da ‘Görüşelim’ dediler, ‘Tamam’ dedik. Bu konuda da Enerji Bakanımızla muhatabı süreci devam ettiriyor” karşılığını verdi.
DOĞU AKDENİZ
Türkiye’nin doğal gaz arama çalışmalarına devam ettiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Çalışıyoruz hamdolsun, bugün dünyada sayılı ülkelerde var, işte görüyorsunuz şu an dört sondaj gemimiz var. Nereden nereye geldik? İki tane sismik araştırma var. Şimdi bu gemiler bir taraftan sismik araştırmayı yapacak, bir taraftan da sondaj yapacak ama Karadeniz’de ama Doğu Akdeniz’de. Gemiler, 12 bin 500 metreye kadar sondaj yapabilme kabiliyetine sahip. İnşallah bu kabiliyetleri berekete dönüşür, buralardan petrol çıkartırız. Buralardan doğal gaz çıkartırız. Beklentimiz birinci derecede şu anda tabii doğrusu doğal gaz ama petrol de gelse bizim için eyvallah doğal gaz da gelse bizim için eyvallah. Şu anda tabii ağırlıklı olarak bütün yatırımlar, adımlar doğal gazda. Artık her evde doğal gaz adeta herkesin talebi oldu. Nereye gitsek eğer evinde doğal gaz yoksa, ‘Başkanım ne olur bizim doğal gaz da gelsin.’ Herkes bunu istiyor.”
“Doğu Akdeniz’de bir müjde bekliyor muyuz?” sorusunu Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda Karadeniz’deki bu çalışmaların ardından gemilerimiz oralarda da sondaj çalışmalarına inşallah devam edecekler” diyerek cevapladı.
“YILSONUNA KADAR FAİZİMİZİ TEK HANELİ RAKAMA İNDİRMELİYİZ”
ABD’nin aralarında yer aldığı bazı ülkeler faiz artırımına giderken Türkiye’nin faiz oranını düşürmesine ilişkin değerlendirmesi sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerika’nın faiz artırımı dediğiniz ne kadar bir oran? Dikkat ederseniz öyle ciddi bir oran yok. Küçük bir oran. Diyelim ki Amerika’da faiz artırımı belki şu anda son nihai durum yüzde 6 olabilir. Son rakamları bilemiyorum. Avrupa’ya geliyorsunuz oralarda da yine böyle yüzde 4, 5, 6. Çift haneli rakamda değiller. Şimdi biz işte son yani Para Piyasası Kurulu yüzde 12’ye indirdi. Temennim odur ki bundan sonraki toplantısında bunu biraz daha indirmek suretiyle biz yılsonuna kadar faizimizi tek haneli rakama indirmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Türk lirasının ne zaman değer kazanmaya başlayacağına dair soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, altı sıfırın atılmasıyla Türk lirasına değer kazandırdıklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda da biz yavaş yavaş paramıza değer kazandırmanın gayreti içerisinde olacağız. Neyle? Faizi düşürmek suretiyle. Buradan neyi kazanacağız? Buradan kazanacağınız şey şu, bir benim yatırımcım diyecek ki ‘Ben bu düşük faizle yatırım yaparım. Niye? Ben şu anda bu yatırım için şu kadar faiz ödeyeceğim. Yani şu kadar krediye, şu kadar faiz. Bu benim yararıma, ben bu yatırımı yapayım’ diyecek. Çünkü kazanacağıyla bir defa o faizi ödemesi mümkün hâle gelecek. Ama bu yüksek faiz olduğu zaman, yüzde 30-40’lar olduğu zaman o yatırımcı nereye çalışıyor? O finans sektörüne çalışıyor. Soygun orada. Biz o soygunu şimdi ne yapıyoruz? Önlüyoruz. Yani bu ülkede soygunculara değil, biz yatırımcılara bir imkân verelim, bir imkân açalım” diye konuştu.
Bankaların her yıl faizden kazandıkları paralarla övündüklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Ben kamu bankalarına onu söylüyorum, ‘Arkadaşlar biz sizden bu ülkeye ne kadar yatırımcıyı takviye ettiniz, onlara kredi sağladınız ve onların yapmış olduğu yatırımlarla ülke nereden nereye gidiyor sizden bunu bekliyorum.’ Çünkü burası öyle önemli, öyle önemli ki bu modelin adı, hep söylüyorum, Türkiye ekonomi modeli. Türkiye ekonomi modelini, özellikle de ‘Türkiye’nin yüzyılı’ dediğimiz bu adımda inşallah, bu seçimlere girerken bizim mottomuz da o olacak, Türkiye’nin yüzyılı… Tabii finansmanı elverişli şartlarda ve kesintisiz bir biçimde yatırımcıyı teşvik edeceğiz ve o da tabii atılan bu adımları inşallah bu kapsamda değerlendirme suretiyle oralardan gelecek imkânlarla inşallah Türkiye sıçramasını gerçekleştirmiş olacak.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merkez Bankası (MB) faiz oranlarıyla bankaların verdiği faiz oranları arasında bir fark var şeklinde eleştiriler yöneltiliyor, ne diyorsunuz bunlara?” sorusuna, şu cevabı verdi: “Bazı mahfiller, özellikle Merkez Bankamızın üzerinde spekülasyonlar meydana getirmeye gayret ediyorlar. Çünkü Merkez Bankası çöktüğü zaman, Merkez Bankası yıprandığı zaman kim kaybedecek? Türkiye’nin finans sektörü kaybedecek. Ve şu anda tabii bizim Merkez Bankamızın döviz rezervi onların beklediği yerlerde değil hamdolsun iyi bir konumdayız. Şimdi bu döviz rezervini bizim daha da koruyarak, daha da güçlendirerek, daha da artırmak suretiyle Merkez Bankası da aynı zamanda kamu bankalarını vesaire yeri geldiği zaman finanse edebilecek. Yeri gelecek Merkez Bankası icabında BOTAŞ’ın sıkıntılarına çare olacak. Bütün bunlar birbiriyle bağlantılı konular. Şu anda Merkez Bankasının gücünü özellikle kaybetmesini bekleyenler kusura bakmasınlar onlar avucunu yalamaya devam edecekler.”
Başbakanlığı döneminde MB’nin dolar rezervini 135 milyar dolara kadar çıkardıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi toplum kesimlerimizle, bütün sektörlerimizle hep beraber kazanalım diyoruz. Ülkemiz kazansın, vatandaşımız kazansın ve bankalarımız da konuya buradan baksın istiyoruz” dedi.
“29 EKİM’E TOGG’U YETİŞTİRELİM İSTİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOGG’un ne zaman yollarda görüleceği ve satış fiyatının ne olacağına dair soruya “Öyle ürkütücü bir fiyat ortaya çıkacağına ihtimal vermiyorum. Hedefimiz, inşallah 29 Ekim’e TOGG’u yetiştirelim istiyoruz” diye konuştu.
TOGG’un çok huzurlu ve rahat bir araç olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hız yaptınız mı?” sorusuna, “Tabii. Zaten Gürcan Bey ‘Başkanım ne kadar basacaksan bas’ diyor. Dedim ‘Başıma iş mi açacaksın?’ Bu arabanın özelliği orada zaten. Şimdi buradan ben eğer kilometreyi falan açıklarsam eleştiri alabilirim. Bunu açıklamayayım. Potansiyeli süper” şeklinde cevap verdi.
Borsadaki hareketliliğe ilişkin bir inceleme yapılıp yapılmayacağına ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, borsada çok kazananın yanında az da olsa kaybedenin de olduğunu söyledi.
Türk borsasının bu yıl sürekli kazandıran bir borsa olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama son dönemlerde bazı spekülatif hareketlere girenler sebebiyle borsada biraz sıkıntı yaşamadık değil. Ama biz borsamızdan gerçekten mutluyuz. Hazine ve Maliye Bakanımız Nurettin Bey, gerekli hazırlıkları şu anda tamamlıyor, inceleme ve denetimlerini de yürütüyorlar. Konu, en ince ayrıntısına kadar incelenecek ve en kısa süre içinde de inşallah bunu kamuoyuyla paylaşacağız” diye konuştu.
“SEÇİM BEYANNAMEMİZ ÜZERİNDEKİ ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR”
Seçim sürecine girilip girilmediği ve AK Parti’nin 28 Ekim’de açıklayacağı seçim beyannamesinde hangi başlıkların öne çıkacağına ilişkin soruya Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda seçim beyannamemiz üzerindeki çalışmalar devam ediyor. Bu çalışmalarla birlikte tabii biz yola çıkarken bildiğiniz gibi Türkiye’yi dört başlık üzerinde yükselteceğiz demiştik. Bu da eğitim, sağlık, adalet, emniyet. Daha sonra biz bu dört başlığa neyi ilave ettik? Ulaşımı, enerjiyi, tarımı, dış politikayı ilave ettik. Tabii hepsinden ötede demokrasiyi gerçekten tüm insanımızın rahatlıkla yaşayabileceği, tadabileceği bir konuma yükseltmeyi, hak ve özgürlüklerle beraber bunu nasıl işleyeceğiz, nasıl bunu yaşayacağız bunları anlattık ve şimdi de yine bunlar üzerindeki çalışmalarımızı arkadaşlarımız kurduğumuz ekiplerle hepsi ayrı ayrı çalışıyor” cevabını verdi.
“DÜNYAYLA SAĞLIK TURİZMİNDE VE SAĞLIKTA YARIŞIR DURUMA GELDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamasına şöyle devam etti: “Bugün hatırlarsanız Ankara’nın en büyük demeyeyim ama eşit olarak ikinci büyük hastanesi Etlik Şehir Hastanesi’nin açılışını yaptık. Bu hastanenin 4 bin 50 odası ve 4 bin 50 yatağı var. Diğer taraf da aynıydı. Şu anda bütün doktor kadrolarını vesaire onları da yerleştirdik ama hepsinden öte burada şimdi bu hastanede en üst düzeyde, en ileri tomografi, MR, ultrasonografi ve tüm bunların yanında kemoterapi, radyoterapi bunlar da aynı şekilde bu hastanemizde şu anda monte edildi, yerlerini aldılar. Bütün bunlarla beraber mesela şimdi bu Etlik’teki yerde tabii onkoloji servisiyle gerçekten Türkiye’de müstesna bir hastane oldu. Ben bugün yüklenici firmaya da ‘Bütün bunların hepsi gayet iyi, güzel ama ben senden şimdi senin için büyük yük getirmeyecek bir şey istiyorum, o da şu, etrafındaki ağaçlandırmayı ve yeşili de bir an önce bitir. Ne kadar zaman istiyorsun’ dedim. ‘Bana 2 ay müsaade edersen, tamamlayacağım’ dedi. Şimdi iki ayda inşallah çevredeki yeşili de hâlledeceğinin sözünü aldık.”
Etlik Şehir Hastanesi’nin, Bilkent’teki Ankara Şehir Hastanesi ile oda ve yatak kapasitesi itibarıyla aynı olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece Ankara’da iki büyük hastanenin bulunduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da da Çam ve Sakura’nın yanı sıra Kartal, Göztepe, Yeşilköy ve Sancaktepe’de şehir hastanelerinin olduğunu anımsatarak, 15-16 milyon nüfusa sahip kente bir şehir hastanesi daha inşa etme durumunun olabileceğini ifade etti.
Yeşilköy ve Sancaktepe’deki şehir hastanelerine ambulans uçakla hasta getirilebildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uçaktan inip hastaneye geçiş 5 dakika. Böyle bir durum var. Bunlar tabii modern dünyanın yeni yeni hallettiği şeyler ama biz şu anda modern dünyayla sağlık turizminde ve sağlıkta yarışır duruma geldik. Bu bizi ayrıca mutlu ediyor” dedi.
“İlk oyum AK Parti’ye” buluşmaları hatırlatılarak, gençlerin AK Parti’ye ilgisine ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gayet iyi. Çünkü gencim, genç olarak bu işe başladım. 40 yıl siyasetin içerisinde gençlik kollarından başlayarak geldim. Bunun için de hep genç kaldım. Şu anda yine gençlerle gittiğim illerde muhakkak gündüz toplu açılış yapıyorsam, mitingimi yapıyorsam ondan sonra da gençlerle bir araya gelerek onlarla sorulu cevaplı program yapıyoruz. Tabii bazen bu şarkılı türkülü de oluyor” dedi.
“Gençliğim derken onu böyle hissediyor musunuz? Yani Z kuşağı biraz daha böyle değişik, yani Z kuşağını da böyle hissediyor musunuz?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Z değil Teknofest” cevabını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dikkat ederseniz o akşam orada Orhan Bey’in türküsüyle ne yaptık? İşi bitirdik. Aynısını Samsun’da yaptık. Samsunlu olduğu için dedik ki Samsun’dan oraya bir selam gönderelim dedik. Tabii herkes coştu, gençlerin hepsi büyük bir coşku içerisine girdi. Aynı şey Sakarya’da öyle oldu ve Türkiye’nin değişik yerlerinde bu heyecanı, aynı coşkuyu gençlerle beraber yaşıyoruz, yaşatacağız.”
“DAYANIŞMA İÇERİSİNDE BU İŞİ BAŞARACAĞIZ”
“AK Parti’nin 2023 kadrosu nasıl olacak, nasıl bir değişiklik göreceğiz?” sorusunu da cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Futbol takımlarında bile transfer mevsiminde böyle A’dan Z’ye hepsi değişmez, yani içeriden birkaç tane değiştirirsin, tamam eyvallah ama A’dan Z’ye değişmez. Mevcut omurgayı korursun, takviyelerin nereye gerekiyorsa oraya da takviyeleri alırsın. Şimdi AK Parti’nin içerisinde de nerelerde aksamalarımız varsa bu aksamaların olduğu bölümleri inşallah tabii ki değişikliğe tabi tutarak, bu iller bazında olur, yönetimdeki yapı içerisinde olur ve bunlarla birlikte de bu değişiklikleri yaparak çok daha güçlü bir kadroyla inşallah yeni seçime hazırlanmak gerekir. Burada tabii Cumhur İttifakı olarak da ayrıca bir durumumuz söz konusu. Cumhur İttifakı’nın yapısı da burada bizi ciddi manada ilgilendiriyor. Dayanışma içerisinde bu işi başaracağız.”
Seçime kadar kabinede bir değişiklik olup olmayacağı yönündeki soru üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şurada 8 ay kaldı, 8 ay içinde bu tür bir şeyi yapmak bir defa yani işletmecilik açısından da yöneticilik açısından da sağlıklı bir şey olmasa gerek. Bu futbola tam denk gelir. Niye? Baktın adam sakatlandı ne yapacaksın? Olabilir yani hiç belli olmaz. Ama fevkalade bir durum olursa tabii böyle bir adım da atılabilir ama bir şey bizim için çok önemli, kimliğimizden, değerlerimizden ödün vermeden değişime açık bir partiyiz. Kadro yeniliklerini bir bayrak yarışında bayrak değişimi ve tazelenme olarak gördüğümü de daha önce ifade etmişimdir. Aynı şeyi yine ifade ediyorum” diye konuştu.
AK Parti’ye küsmüş veya partiden ayrılmış isimlere bir çağrısı olup olmadığı yönündeki soru üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Benim şimdi helalleşme noktasında, böyle bir sıkıntı varsa tabii ki her an her zaman helalleşmeye açığım. Ama küskün vesaire olan arkadaşlarımıza da zaten kapımızı açmak suretiyle onları partimizin kadroları içerisinde değerlendiriyoruz. Değerlendirmeye de devam edeceğiz. Çünkü altını çizerek bir şey söyleyeyim, AK Parti milletin kurduğu bir partidir. AK Parti bir dava partisidir. Dava içerisinde şahıslara kırgınlık, küskünlük olabilir ancak davaya kırgınlık, küskünlük olmaz. Hani Neşet Baba ne diyor, ‘aşkınan koşan yorulmaz.’ Biz de şu anda öyle koşuyoruz.”
“MİLLETE HİZMET YOLUNDA NE YAPARIZ BUNUN ÇALIŞMASINI YAPIYORUZ”
Muhalefetin siyaset dili ve 6’lı masanın kendi arasındaki tartışmalara yönelik soruyu da cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben o konuya girmeyi şahsım için doğru bulmuyorum. O onların kendi içindeki bir sorunudur. Ben o masadan ne çıkar, ne çıkmaz. Onlar bizi pek ilgilendirmiyor. Biz şu anda millete hizmet yolunda ne yaparız, bunun çalışmasını yapıyoruz” dedi.
“Hiç merak etmiyor musunuz?” sorusu üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onu zaten televizyonlarda sizlerden dinliyoruz. Özel olarak niye takip edeyim? Yani diri bir kafayı niye yorayım. Bunlar sadece bizi yorar, başka bir işe yaramaz. Onun için de şu anda kim, kim için ne dedi, ne diyor hiç bizi ilgilendirmiyor” cevabını verdi.
“Rakibinizin hiç mi önemi yok sizin açınızdan?” denmesi üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hayır hayır. Hiç böyle bir düşüncemiz yok. Arkadaşlarımızla da hep bu konuda ittifak hâlindeyiz, sadece işimize bakacağız. Sadece şu anda siyaset belgemizi en güzel şekilde hazırlayıp, siyaset programıyla beraber inşallah gayet güzel bir programla milletimizin karşısına çıkacağız” ifadelerini kullandı.
“Cumhurbaşkanı seçiminde kimle yarışmak istersiniz?” sorusu üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Biz onların adayının kim olup olmayacağıyla inanın zerre kadar ilgilenmiyoruz. Bu bizim derdimiz, meselemiz değil. Biz şu anda en ideal şekilde bu seçime nasıl hazırlanırız onun gayreti içerisindeyiz ve şu an itibarıyla kurduğumuz ekipler de bunun çalışmalarını yapıyor. Bütün bu çalışmaları da yaparken bir önceki seçimde bizim bu noktadaki siyaset belgemiz neydi, şimdiki siyaset belgemiz ne olacak? Arkadaşlar bu çalışmayı yapacaklar. Ondan sonra da beraberce kendileriyle oturacağız, konuşacağız. Çünkü Tayyip Erdoğan’ı benim ülkem tanıyor, milletim tanıyor. Kolay değil, 20 yıl bu ülkede Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı, daha önce Belediye Başkanlığı yapmış bir insan olarak ben milletimin bir defa tanımadığı, bilmediği bir insan değilim. ‘En rahat kime oy verecek diye sorarsanız?’ Benim milletim en rahat oyunu Tayyip Erdoğan’a verir. Niye? Tanıyor, eserleriyle ortada. Ne yaptığı ortada ama diğerlerinin ne yaptığı, ne yapacağı, böyle bir eserleri falan var mı? Yok. Dolayısıyla Tayyip Erdoğan milletine yabancı bir isim değil. O bakımdan en rahat oyu benim milletim Tayyip Erdoğan’a verecektir. Çünkü yaptıkları ortada. Ziya Paşa’nın ‘Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri’ ifadesi ortada. Buna göre de yolumuza devam edeceğiz.”
“2023 Cumhurbaşkanı Seçimleri için bir endişeniz var mı?” sorusunu da cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böyle bir endişe taşımıyorum. Cumhur İttifakı olarak Devlet Bey zaten bu konuyla ilgili o da açıklamasını en başta yaptı. Parti teşkilatımın böyle bir endişesi yok. Onlar da zaten bütün gayretleriyle devam ediyor. Bizler de çalışıyoruz. Sakarya’daydık. Şimdi önümüzde inşallah Güneydoğu, Doğu bu iller var. Ondan sonra, Samsun, Denizli, bütün buraları da dolaşacağız. Gidilmedik yer inşallah bırakmayacağız” dedi.
Seçimlerde “Türkiye’nin yüzyılı” söyleminin bir slogan olacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu seçimler de tarihî mi olacak?” sorusu üzerine de “Tarihî tabii. ‘Türkiye yüzyılı’ derken, bu tabii çok iddialı bir ifade. ‘Türkiye yüzyılı’ ifadesiyle de tarihi bir seçime giriyoruz. Biliyorsunuz her seçimde bir tasfiye olur mu? Olur. Bu seçimde de birileri tasfiye olacak. Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılı 2023” değerlendirmesinde bulundu.

DÜNYA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muğla’da toplu açılış törenine katıldı






Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muğla’da toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Her seçimde bize en güçlü şekilde destek veren milletimiz sayesinde, sadece ülkemizi eşi benzeri görülmemiş eser ve hizmetlere kavuşturmakla kalmadık. Aynı zamanda, terör örgütlerinden darbecilere, küresel vesayetçilerden ekonomik tetikçilere kadar, istiklalimize ve istikbalimize göz dikenlerin tamamının da hakkından geldik” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Muğla Adliye Sarayı yanındaki miting alanında Marmaris-Datça Yolu, Milas İçme Suyu Arıtma Tesisi ve Bodrum Devlet Hastanesi ile Yapımı Tamamlanan Diğer Projelerin Toplu Açılış Töreni’nde konuştu.
Marmaris ziyaretleri dışında epeydir Muğla’yla hasret gideremediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muğlalılara “Sizleri özlemişiz” diye seslendi.
Bugün hem özlem gidermeye hem de şehre kazandırdıkları eser ve hizmetlerin resmî açılışlarını yapmaya geldiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karşımda muhteşem bir katılım görüyorum. Bugün Muğla bir başka” dedi.
Eser ve hizmet siyasetlerinin en güzel örneklerini Muğla’da görmenin mümkün olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Muğla’nın her karış toprağında izimiz var, emeğimiz var. Hamdolsun Muğla’mız da tarımıyla, turizmiyle, ticaretiyle bu emeklerimizi üretime, istihdama, kazanca dönüştürme konusunda çok başarılı” değerlendirmesini yaptı.
Geride kalan 20 yılda ülkenin altyapısından üstyapısına kadar tüm eksiklerini gidermiş, Türkiye Yüzyılı’nın hazırlıklarını önemli ölçüde tamamlamış olarak milletin huzurunda olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın geçmeye hazırlandığı yeni yönetim ve ekonomi düzeninde, Türkiye’yi hak ettiği seviyeye çıkarmanın ilk adımını attıklarını gördüğünü söyledi.
“ÜLKEMİZİ EŞİ BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ ESER VE HİZMETLERE KAVUŞTURDUK”
Şimdi daha büyük hedeflerle, daha büyük bir öz güven ve güçle yönlerini geleceğe dönmüş durumda olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan 12 yıl önce 2023 hedeflerimizi ilk açıkladığımızda zihinlerini geri kalmışlık ve faşizm kapanına hapsetmiş birileri, kendi akıllarınca bizi küçümsemiş, alaya almışlardı. Hep yaptıkları gibi 2023 hedeflerimizi hayata geçirmek için başlattığımız her programa, her projeye, yatırıma ne diyorlardı? ‘Yapamazsınız.’ diyorlardı. Böyle engellemeye çalıştılar ve bu onlar için hezeyandı ama bunu dün gibi hatırlıyoruz” diye konuştu.
Yatırımlara karşı çıkanlara kulak asmadıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tabii biz AK Gençlik’le, AK kadrolarla bunlara yüz vermedik. Hiç kulak asmadık. Bizim baktığımız tek yer milletimizdir, milletimizin özlemleridir, milletimizin talepleridir, milletimizin ihtiyaçlarıdır. Hamdolsun her seçimde bize en güçlü şekilde destek veren milletimiz sayesinde sadece ülkemizi eşi benzeri görülmemiş eser ve hizmetlere kavuşturmakla kalmadık aynı zamanda terör örgütlerinden darbecilere, küresel vesayetçilerden ekonomik tetikçilere kadar istiklalimize ve istikbalimize göz dikenlerin tamamının da hakkından geldik. Kendi milletinden umudunu kesenlerin, ülkemizin kutlu yürüyüşünü engellemek için sergiledikleri kepazeliklere rağmen Cumhuriyetimizin 100. yılına coşkuyla, gururla, heyecanla girdiğimiz bir döneme ulaştık.”
“BU MİLLET TERÖRDEN BESLENENLERE, KAN EMİCİLERE BU ÜLKEDE YOL VERMEZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, havaalanından buraya gelene kadar yol boyu tıklım tıklım olduğunu aktardı.
Müstemleke zihniyetlilerin kepazeliklerinin bitip tükenmek bilmediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçtiğimiz günlerde Türk Silahlı Kuvvetlerinin gücüne güç katacak bir savunma sanayi projemizin açılışında, ordumuzun komutanlarıyla birlikte yaşadığımız sevince tahammül edemediklerini hep birlikte gördük. Bay Kemal, Sakarya Arifiye’de bu ordunun başkomutanı olarak Tayyip Erdoğan ne yaptı? Orada Fırtına obüslerinin teslim törenini yaptı. Senin hayatında, senin aklında böyle bir şey var mı, böyle bir şey yapabilir misiniz? Altay tanklarının teslimini yaptık Bay Kemal. Bunlarla ordumuz çok daha güçlü. Ordumuz bunlarla o terör örgütlerini ne yaptı? İnlerine gömdü inlerine. Bay Kemal, sen bu teröristlerle dirsek dirseğe dolaştın. Cezaevlerindeki teröristleri de nasıl çıkarırız diye bunun gayreti içerisindesin. Boşuna uğraşma, o teröristler öyle oralardan çıkamazlar. Ama bu şimdiden vadediyor. Yahu, Diyarbakır’da 51 vatandaşımızın ölümüne neden olan bu Demirtaş değil miydi? Şimdi çıkmış bu, ‘onları çıkaracağım’ diyor. Bu millet sana bu yolu açmaz. Bu millet terörden beslenenlere, kan emicilere bu ülkede yol vermez.”
Millete güvendiğini ve millete inandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Bu yolda böyle yürüyeceğiz. El ele yürüyeceğiz, omuz omuza yürüyeceğiz. Hak ve özgürlük denilince biz milletimizle el ele olmayı anlarız, kan emicilere asla prim vermeyiz. Ama bu zihniyet önce Sakarya Arifiye’deki fabrikanın bu seviyeye gelmesini sağlayan yatırımlarımızı sabote etmek için yapmadığını bırakmadı. Her türlü yalan ve iftirayı kullanarak yürüttüğü bu ihanet kampanyasında başarılı olamayan bu habis zihniyet, bu defa doğrudan kahraman ordumuzu ve şerefli komutanlarımızı hedef alarak asıl niyetini gösterdi.”
“Muğla seninle gurur duyuyor” sloganları üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben de sizinle gurur duyuyorum. Gönüllerde köprüler kuralım ve destanları beraber yazalım” karşılığını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Her gün sınırlarımızı taciz eden Yunanistan’a, elinde on binlerce masumun kanı olan PKK’ya, ülkemizin son dönemde gördüğü en büyük ihanet çetesi olan FETÖ’ye, egemenliğimizi hedef alan ülkelere, velhasıl Türkiye ve Türk milleti düşmanlarına göstermediği, gösteremediği tepkiyi, ordumuzun komutanlarına fütursuzca sergileyen, seviyesizce hakaret eden bir kişi bu ülkenin siyasetçisi olabilir mi? Kardeşlerim anayasamıza göre bu kardeşiniz, bu ordunun başkomutanıdır. Bunu ben söylemiyorum anayasamız söylüyor.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandakilerin “Bir gece ansızın gelebiliriz” sloganları üzerine de “Aynen öyle, bir gece ansızın gelebiliriz ve geleceğiz” ifadesini kullandı.
“KENDİ ÜRETİMİNİ YAPABİLEN TÜRKİYE GERÇEĞİNE TAHAMMÜL EDEMİYORLAR”
Muhalefetin, ülkenin ve milletin hangi menfaatini savunacağını ve hangi hedefini hayata geçirebileceğini soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii biz bunların asıl karın ağrılarını çok iyi biliyoruz. Bunlar Arifiye’deki atıl fabrikanın, ülkenin savunma sanayiinin en önemli üretim tesislerinden biri olmasından rahatsızlar. Bunlar karasından havasına, denizinden siberine kadar savunma sanayiinin her alanında kendi tasarımını, kendi üretimini yapabilen Türkiye gerçeğine tahammül edemiyorlar. Bunlar, terörü sınırları içinde bitirmekle kalmayıp sınırları ötesinde de teröristlerin başını ezen Türkiye fotoğrafına dayanamıyorlar” dedi.
Muhalefetin, küresel krizler karşısında diz çöküp teslim olmak yerine krizleri fırsata dönüştüren Türkiye tablosunu içlerine sindiremediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Çünkü bunların tüm hayatları, vesayetçilerin ve darbecilerin yönetimini kendilerine altın tepside sunduğu ülke hayaliyle geçmiştir. Rahmetli Menderes’i idam sehpasına gönderip ülkenin başına böyle çullandılar. Rahmetli Demirel’i muhtıralarla yıpratıp ülkenin başına böyle çöreklendiler. Rahmetli Özal’ı binbir yalan ve iftirayla devreden çıkartıp ülkenin başına böyle musallat oldular. İktidara geldiğimiz ilk günden itibaren bize de aynısını yapmak için çok uğraştılar. Ülkeye ve millete daha büyük hizmetler kazandırmak için harcamamız gereken vaktimizin ve enerjimizin bir kısmını, bunlarla mücadeleye ayırmak mecburiyetinde kaldık. Partimizi kapatmaya teşebbüs etmekten sokakları karıştırmaya, terör örgütlerini cesaretlendirmekten darbecilere alkış tutmaya kadar her yolu denediler. Dışarıda ve içeride Türkiye’yi hedef alan kim varsa hepsinin yanında bunlar yer aldılar. Ne yaparlarsa yapsınlar, işte ben şu anda karşımdaki bu muhteşem kalabalığın, az önce resmî rakamını sordum, dedim ne kadar? Resmî rakamı aldım, elhamdülillah 50 bine varan bir katılımla bugün buradayız. Bunlar bir tek kendi ülkelerinin, kendi insanlarının mücadelesine destek olmadılar. Şimdi de aynı kafayla, yeni oyunlar peşinde koşuyorlar.”
“BUNLAR ANAYASA’YI DA HİÇ OKUMAMIŞLAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, altılı masaya değinerek, “Bir masa kurmuşlar, etrafındaki herkesten ayrı ses çıkıyor. Herkes ayrı baş çekiyor, herkes ayrı hesap yapıyor. Bunlar Anayasa’yı da hiç okumamışlar. Sen nasıl oluyor da daha seçilmemişsin ve seçilmediğin hâlde nasıl oluyor da ‘hemen seçime gideriz’ diyorsun? Neyse, olanlar oldu. Bunların, ‘Allah bir’ dediğine inanın, başka hiçbir şeye inanmayın. Çünkü Allah bir” dedi.
“Masanın altında, üstünde sakladıkları, gözükmeyen ortakları ayrı telden çalıyor” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha ortada fol yok, yumurta yok. Sizin deyiminizle şerlenmelerinden, şımarmalarından yanlarına varılmıyor. Çünkü bunlar sadece zarar dostudur. Ülkenin ve milletin iyiliğini istedikleri tek bir örnek görülmemiştir. Ülkemize 20 yıldır kazandırdığımız her eser ve hizmeti, demokrasi ve kalkınma atılımlarımızın tamamını nasıl bunlara rağmen yaptıysak inşallah Türkiye Yüzyılı vizyonunu da aynı şekilde hayata geçireceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandakilere, “Bunun için şimdi Muğla’dan destek istiyoruz. Öyle bir ses verin ki altta Akdeniz’in, üstte Marmara’nın her karışından duyulsun. Muğla, 2023’te güvenli, huzurlu, müreffeh Türkiye’nin yolunu bir kez daha açmaya hazır mıyız? Muğla, Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa etmeye hazır mıyız? Muğla, dışarıda Türkiye düşmanlarının, içeride onların maşalarının heveslerini bir kez daha kursaklarında bırakmaya hazır mıyız? Muğla, bir olarak, iri olarak, diri olarak, kardeş olarak hep birlikte Türkiye olarak 2023’te Cumhuriyetimizin yeni asrını karşılamaya hazır mıyız?” diye seslendi.
Alandakilerin hep bir ağızdan “evet” karşılığını vermesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbim sizlerden razı olsun” dedi.
“5 MİLYAR 221 MİLYON LİRA YATIRIM BEDELİNE SAHİP PROJELER”
Vatandaşlarla her buluşmalarının bir eser ve hizmet şöleni şeklinde gerçekleştiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bugün de Muğla’da çeşitli kurumlarımızca şehrimize kazandırılan 5 milyar 221 milyon lira yatırım bedeline sahip projeler ile ilçe belediyelerimizin 523 milyon liralık yatırımlarının resmî açılışını yapıyoruz. Eğitimde, anaokulundan liseye kadar çok sayıda yeni okulumuz ile aralarında deprem güçlendirme çalışmalarının da bulunduğu diğer yatırımlardan oluşan 17 projeyi resmen hizmete açıyoruz. Ziya Paşa ne diyor? ‘Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.’ Üniversitemizin yeni fakülte ve yüksekokul binaları ile altyapı ve çevre düzenlemeleri çalışmalarının resmî açılışını da buradan yapıyoruz. Menteşe’deki 2’şer bin kişi kapasiteli iki öğrenci yurdunun, Fethiye’deki 1350 kişilik öğrenci yurdunun, Bodrum Gençlik Merkezi ve Spor Salonu’nun, Dalaman Spor Salonu’nun, Marmaris Stadı’nın, Milas Spor Salonu’nun resmî açılışlarını da bugün gerçekleştiriyoruz. Sağlıkta, Bodrum’da 150 yataklı, Milas’ta 150 yataklı, Yatağan’da 100 yataklı devlet hastanelerimiz ile Ula Sağlık Merkezi’ni hizmete açıyoruz. Ulaştırmada, Muğla-Kale yolunun tamamlanan 6 kilometresi ve tünelinin, Bozburun-Datça yolunun tamamlanan kısımlarının, Milas tarihî Sarıçay Köprüsü restorasyonunun açılışlarını da bugün yapıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarımda, Milas İçmesuyu İsale Hattı ve Arıtma Tesisi, Menteşe Göktepe sulaması, Seydikemer Eşen Çayı ve Akçay Deresi ıslahı, Girme ve Seki Arazi Toplulaştırması, ilçelerdeki göletlerin ağaçlandırma çalışmaları ile ORKÖY ve kırsal kalkınma yatırımları hibe desteklerinin resmî açılışlarını gerçekleştireceklerini belirtti.
Çevre ve şehircilikte 644 milyon liralık bir yatırımla tamamlanan Muğla Kanalizasyon Şebekesi ve Arıtma Tesisi ile ilçelerdeki altyapı yatırımlarının da resmî açılışlarını yapacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerjide aralarında 422 milyon liralık yatırım olan Yatağan Pamukkale Enerji İletim Hattı’nın da bulunduğu çok sayıda yatırımı da hizmete açacaklarını söyledi.
Valilik tarafından tamamlanan yol yapımları, antik kentlerdeki kazılar, restorasyonlar, çevre düzenlemeleri, çeşitli kurumların hizmet binaları ve diğer yatırımlar ile Köyceğiz, Ula, Kavaklıdere, Ortaca, Dalaman, Seydikemer ve Yatağan belediyelerinin 86 ayrı projesini de resmen hizmete açtıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu yatırımların şehre hayırlı olmasını diledi.
“MUĞLA’YA TOPLAM 50 MİLYAR LİRA TUTARINDA KAMU YATIRIMI YAPTIK”
Emeği geçen bakanlıkları, belediyeleri ve kurumları da tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İktidara geldiğimiz günden bugüne Muğla’ya toplam 50 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık. Laf ola beri gele yok, icraat, icraat, icraat” diye konuştu.
Eğitimde 3 bin 325 yeni derslik kazandırdıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlik ve sporda 11 bin 157 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları açtıklarını, toplam 69 spor tesisi inşa ettiklerini söyledi.
Kentteki ihtiyaç sahiplerine toplam 2,5 milyar lira tutarında kaynakla destek olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sağlıkta toplam 1541 yataklı 16 hastane dahil 38 sağlık tesisi inşa ettik. Çevre ve şehircilikte Muğla’da 3 bin 355 konutun yapımını tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. 953 konutun yapımına devam ediyoruz. Muğla için İlk Evim projemiz kapsamında toplam 2 bin 599 konut inşa edecek, İlk Arsa projemiz kapsamında da 5 bin 500 altyapılı arsayı sizlerin hizmetine sunacağız. İktidara geldiğimizde Muğla’da 8 adet atıksu arıtma tesisiyle belediye nüfusunun yüzde 25’ine ulaşılabilir iken bugün 33 adet atık su arıtma tesisiyle belediye nüfusunun yüzde 94’üne hizmet veriyoruz. Ulaştırmada 90 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğuna 367 kilometre ilave yaparak toplamda 457 kilometreye ulaştırdık. Geçtiğimiz yıl 4,6 milyon yolcu kapasitesine ulaşan Dalaman Havalimanı’nı ve geçtiğimiz yıl yaklaşık 4 milyon yolcu kapasitesine ulaşan Milas Bodrum Havalimanı’nı yeniledik. Ören ve Turgut Reis yat limanlarını, Bodrum ve Güllük iskelelerini tamamlayıp şehrimize kazandırdık.”
“234 MİLYON FİDANI TOPRAKLA BULUŞTURDUK”
Tarım orman alanında Muğla’ya 8 baraj, 7 içme suyu tesisi, 18 sulama tesisi, bir arazi toplulaştırma, 66 taşkın koruma tesisi, 7 gölet ve 10 hidroelektrik santrali inşa ettiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaptığımız sulama projeleriyle Muğla’da yaklaşık 105 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtık, 60 bin dekar arazinin sulanmasına hizmet edecek 5 barajın inşası sürüyor. Şehir genelinde 110 bin hektar alanda çalışma yaparak 234 milyon fidanı toprakla buluşturduk” diye konuştu.
Arıcılığı geliştirmek ve organik bal üretimini desteklemek için 14 bal ormanı kurduklarına da işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, çiftçilere toplam 2,1 milyar liralık tarımsal destek verdiklerini, 9 tarımsal ovayı da koruma altına aldıklarını söyledi.
Muğla’daki turist sayılarına ilişkin de bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yabancı turist sayısına göre ilk üçte, iç turizmde ise ilk sırada yer alan Muğla’mızın toplam turist sayısı, önceki yıla göre yüzde 37 artış göstererek 6 milyonun üzerine çıktı” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muğla’ya sanayi ve teknolojide, bir teknopark ile 2 araştırma geliştirme merkezi kurduklarını da belirterek şunları kaydetti: “İşverenlerimizi toplam 4,1 milyar lira tutarındaki prim teşvikiyle destekledik. Enerjide Muğla’ya, Menteşe’ye, Yatağan’a, Ula’ya, Kavaklıdere ve Bayır’a doğal gaz arzını sağladık. Bitmedi, önümüzdeki dönemde Bodrum, Dalaman, Datça, Fethiye, Köyceğiz, Marmaris, Milas, Ortaca ve Seydikemer’e doğal gaz arzını inşallah sağlayacağız. Gördüğünüz gibi ne kadar özetlersek özetleyelim, Muğla’ya hizmetlerimizi anlatmakla bitiremiyoruz, inşallah önümüzdeki dönemde şehrimizi daha çok, daha büyük hizmetlerle buluşturacağız. Türkiye Yüzyılı destanını Muğla’yla, siz Muğlalılarla birlikte yazacağız. Zaman daraldı, seçime ana kademe yoğun bir şekilde gidiyor muyuz? Sandıkları patlatıyor muyuz? Şimdi öyle bir seslenelim ki tüm Türkiye duysun. Muğla’dan inşallah sandıkları patlatarak geleceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından, hizmete alınacak projelerin bulunduğu noktalara canlı bağlantı yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, beraberindekilerle kurdele keserek hizmete alınan eserlerin toplu açılışını yaptı.
Törene, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu da katıldı.

DÜNYA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rami Kütüphanesi Açılış Töreni’ne katıldı





Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rami Kütüphanesi Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Ülkemizin, özellikle de İstanbul’un tarihî ve kültürel mirasına sahip çıkmayı, ecdada karşı sorumluluğumuzun bir gereği olarak görüyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rami Kütüphanesi Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıları selamlayarak kütüphanenin hayırlı olması temennisinde bulundu.
Hayatını kaybeden sanatçı Burhan Çaçan’a Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burhan Çaçan yürek tellerimizi titreten, güçlü sesi, kendine özgü yorumu ve her zaman koruduğu vakur duruşuyla hem halkımızın gönlünde taht kurmuş hem de Türk halk müziğine eşsiz katkılar yapmış bir sanatçımızdır. Merhum sanatçımız bizim de ilk gençlik yıllarımızdan itibaren severek dinlediğimiz, şahsiyetini hep takdir ettiğimiz gerçekten müstesna bir insandı. 45 yıllık sanat hayatı boyunca birbirinden değerli albümlere imza atan Burhan Çaçan vefatıyla geride doldurulması zor bir boşluk bırakmıştır. Rabbim merhum sanatçımızı rahmeti ve merhametiyle kuşatsın. Başta ailesi olmak üzere yakınlarına ve tüm sevenlerine sabır versin diyorum” ifadelerini kullandı.
Kütüphaneye dönüştürülen Rami Kışlası’nın ülkenin son 2,5 asırlık tarihinde çok önemli bir yeri olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisinin de buranın gıda çarşısına dönüştüğü dönemde peynir, sucuk ve pastırma satışı yaptığını söyledi.
Burada bir geçmişini kenara koymanın mümkün olmadığını, buranın top sahası olduğu dönemde futbol da oynadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama hepsinden öte Sultan 2. Mahmut 1828-1829’daki Osmanlı Rus Savaşı’nın askerî ve idari yönetimini bu kışladan yürütmüştür. Cumhuriyet döneminde de aynı amaçla uzunca bir süre kullanılan kışla daha sonra az önce ifade ettiğim gibi Gıda Toptancıları Sitesi de dâhil farklı biçimlerde değerlendirilmiştir” diye konuştu.
“İSTANBUL’UN EN BÜYÜK KÜTÜPHANESİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zaman içinde ciddi bir tahribata uğrayan bu abide eseri İstanbul’un en büyük kütüphanesi olarak düzenlemek için yürüttükleri çalışmaların nihayet sona erdiğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Rami’yi sadece bir kütüphane değil pek çok faaliyetin de yapılabileceği bir kültür merkezi olarak planladık. Buradaki kütüphanemiz haftanın her günü, günün 24 saati gençlerimiz başta olmak üzere kitapseverlere hizmet verecektir. Kullanım alanı 36 bin metrekareyi geçen, peyzaj alanı 51 bin metrekareyi bulan, diğer ilaveleriyle yaklaşık 110 bin metrekarelik bir alanda şu andaki yapıya kavuşmuş bulunuyoruz. Kütüphanemizde ilk etapta 2 milyonu aşkın kitap ve 4 bin 200 kişilik kapasitesiyle hizmete başlamasından memnuniyet duyuyorum. Kitap sayımız elbette zaman içinde daha da artacak. Kütüphane bünyesindeki Atatürk İhtisas Kütüphanesi de 25 bin ciltlik külliyatıyla kendi alanında önemli bir ihtiyacı karşılayacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rami bünyesindeki Yazma Eserler Kütüphanesi’nin de buraya ayrı bir derinlik katacağını dile getirerek günümüzün olmazsa olmazı dijital kaynakların da burada meraklılarıyla buluşacağını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kütüphanede emeği geçen herkesi tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin 100’üncü yılını 100 yeni kütüphaneyle karşılama hedefine adım adım yaklaştıklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu eserin her türlü takdirin üzerinde olduğunu söyledi.
Ülkenin özellikle de İstanbul’un tarihi ve kültürel mirasına sahip çıkmayı ecdada karşı sorumluluklarının bir gereği olarak gördüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, üstelik sadece bununla kalmadıklarını, modern sanatların ülkede yaygınlaşmasını sağlayacak projeleri de hayata geçirdiklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışla Ankara’daki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi bünyesinde ülkenin en iyi altyapısına sahip bir kongre ve kültür merkezi, sergi merkezi ve kütüphaneyi milletin hizmetine sunduklarını anımsatarak, yine Cumhurbaşkanlığı’nın Çankaya Köşkü’ndeki, Tarabya Yerleşkesi’ndeki, Dolmabahçe’deki, Yıldız Sarayı’ndaki tarihî eserleri restore ederek, Vahdettin Köşkü’nü o yanmış hâlinden sonra bugünkü hâline getirerek, yeni baştan yaparak, tarihe sahip çıktıklarını dile getirdi.
Millî Saraylar Başkanlığını, Cumhurbaşkanlığına bağlayarak, ecdat yadigârı pek çok eserin ihyasını sağladıklarını, bunlarla beraber Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi’ni yürütülen tüm olumsuz kampanyalara rağmen yeniden ve çok daha güzel bir şekilde İstanbul’un kültür sanat hayatına kazandırdıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Diğer yandan Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını 100 yeni kütüphaneyle karşılama hedefimize adım adım yaklaşıyoruz. Bir taraftan Kültür ve Turizm Bakanlığımız diğer taraftan Millet Bahçeleri bünyesindeki kütüphane çalışmalarıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız, öte yandan belediyelerimiz, ülkemizi ve gençlerimizi kitapla buluşturmak için canla başla çalışıyor. Tabii üniversitelerimizin ve sivil toplum kuruluşlarımızın son dönemde bu konuda gösterdiği gayretlerin de yakın takipçisiyiz. Yeni bir anlayışla dönüştürdüğümüz ve inşa ettiğimiz kütüphanelerimizin gençlerimiz nezdinde gördüğü kabule gittiğim her yerde şahit oluyorum. Eskiler ‘şerefü’l mekin bil mekân’ derler. Yani bir mekânın şerefi, değeri, anlamı orada bulunanlarladır. Bu mananın bu sözün en iyi vücut bulduğu yerlerin kütüphaneler olduğuna inanıyorum. İşte burası böyle bir eserdir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerle birlikte tüm vatandaşların kütüphaneyle ünsiyeti ne kadar güçlendirilirse geleceğin o derece emniyette olacağının altını çizerek, “Az önce buradaki bir Anadolu Lisesi’nin mensubu gençlerimizle bir arada olduk. Ve ‘Cumhurbaşkanım 5 dakikada artık okulumuzdan buraya geliyoruz’ dediler. 5 dakika. ‘Başka?’ dedim, ‘Onları da söyleyin bakalım.’ Artık burada çorbanızı içecek misiniz? İçeceksiniz. Çayınızı içecek misiniz? İçeceksiniz. Kahvenizi içecek misiniz? İçeceksiniz. Kek, onu da yiyeceksiniz, para yok. Tabii çok mutlular. Yarın sabahtan itibaren bu uygulama da başlıyor” diye konuştu.
Geriye doğru bakıldığında, kütüphanelerin ne kadar zengin, ne kadar yaygın, ne kadar hareketliyse medeniyetin o derece ürettiğini, devletin o derece güçlü, milletin o derece müreffeh olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim medeniyetimiz kitapla, defterle, kalemle, mürekkeple, okumakla, anlamakla, sormakla, anlatmakla yoğrulmuş, ilimle, irfanla, hikmet ve tefekkürle kıvamını bulmuştur. Duvarları kitaplarla dolu bir kütüphaneyi en kıymetli hazinelerden daha üstün tutan ecdadımız, her kütüphaneyi cennetten bir köşke benzetmiştir. Âlimleri, gölgelerinde soluklanılan cennet ağaçlarıyla kıyaslayan ecdat, onların eserlerini de bu ağaçların meyveleri olarak görmüştür. Elhamdülillah, nasıl bir ecdada sahibiz. İnşallah biz de onlara layık oluruz” değerlendirmesini yaptı.
“ADALET, HAK, HAKKANİYET VE FIRSAT EŞİTLİĞİ TEMELİNDE HİÇBİR AYRIM GÖZETMEKSİZİN ÇALIŞTIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayırlı işlerin her biri gibi ilim, irfan, kültür, sanat faaliyetlerini de ibadet aşkıyla yürüten milletin, bu vasfı sayesinde asırlarca dünyaya ışık tuttuğunu, hâlen el üstünde tutulan eserler verdiğini aktararak, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kütüphanelerimizin sembolü olduğu bereketli medeniyet iklimimiz, yerini fikri ve manevi kuraklığa bıraktıkça bu tablonun yerini gerileme, rehavet, sefalet almıştır. Kimi dönemlerde bu kuraklık iklimi özellikle tesis edilmiş, özellikle başımıza bir kara bulut gibi çöktürülmüştür. Ülkemizde yıllarca eğitim öğretimi ve entelektüel faaliyetleri hep tek yönlü bir formatlama aracı hem de belirli kesimlere mahsus bir ayrıcalık olarak tutmaya çalışan zihniyetin yol açtığı kısırlığı yaşadık. Çocuklarımızı ya okullara hiç almıyorlardı ya da faşizan baskılarla kendi ideolojik saplantıları doğrultusunda biçimlendirmeye çalışıyorlardı. Rahmetli Menderes’in başlattığı, rahmetli Özal’ın sürdürdüğü bu ülkenin asli unsuru olan milletin evlatlarının akademiden bürokrasiye, medyadan iş dünyasına her alanda önlerini açma çabalarını hayırla yâd ediyoruz. Biz de hükûmete geldiğimiz günden beri adalet, hak, hakkaniyet ve fırsat eşitliği temelinde hiçbir ayrım gözetmeksizin, ülkemizin her köşesini ve milletimizin tamamını kuşatacak şekilde bu anlayışla çalıştık, çabaladık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kalkınmanın bir bütün olduğuna, en başında da eğitimin, kültür ve sanatın geldiğine inandığını ifade etti.
Bunun için önceliklerinin ilk sırasına eğitimi aldıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem geçmişin yanlışlarını düzeltecek, mağduriyetlerini giderecek hem de bugünün ihtiyaçlarına cevap verecek bir eğitim altyapısı ve sistemi kurmak için kolları sıvadıklarını söyledi.
Okul öncesinden üniversiteye, oradan akademik basamakların en üstüne kadar tüm kademelerde köklü reformlar gerçekleştirdiklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesleki eğitimi güçlendirmek dâhil tüm sistemi yeniden yapılandırdıklarının altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversiteleri 81 vilayete yaygınlaştırdıklarını anımsatarak, şunları anlattı: “Çocuklarımızı ve gençlerimizi her alanda destekledik. Aynı şekilde kültür sanat altyapımızı tahkim ettik. Düşüncesine, yüreğine, becerisine, emeğine dayalı üretim yaparak ülkemize değer katan herkesin yanında olduk. Yaptığı işe, gerçekleştirdiği üretime, verdiği hizmete kendi değerlerinin damgasını vuran kültür sanat insanlarımızı özellikle teşvik ettik. Bunları yaparken asırlardır yolumuzu aydınlatan medeniyet güneşimizi tekrar en yükseğe taşıma peşinde koşuyorduk. Demokrasi ve kalkınma atılımlarımızın diğer tüm başlıklarında kaydettiğimiz gelişmelerin de bu mücadeleyi destekleyen bir yönü vardı.”
Geçen 20 yılda ülkenin asırlık altyapı eksiklerini, demokrasi ve güvenlik ihtiyaçlarını gidermekte gerçekten çok büyük bir başarı yakaladıklarını ve bunu kimsenin inkâr edemeyeceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu çerçevede eğitimde, kültür ve sanatta geldiğimiz yeri de çok önemli görüyoruz. Ama henüz bu alanlarda arzu ettiğimiz seviyeye ulaşamadığımızın da farkındayız. Bizimki ancak hayalleri ve hedefleri büyük olanların yaşayabileceği bir hayıflanmadır. Yoksa asırlara bedel eserler ve hizmetler ortaya koyduğumuzdan asla şüphemiz yok” değerlendirmesinde bulundu.
“RAMİ KÜTÜPHANEMİZ GELECEĞE YATIRIMIN ESERİ OLACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünya değişirken ülkemizin yerinde kalması demek gerileme işaretidir. Takip eden değil öncülük yapan diğer alanlar gibi kültürde de kendisine sunulanları tüketen değil, üreten bir Türkiye için gece gündüz çalışıyoruz. İnşallah önümüzdeki dönem Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla eğitim ve kültür başta olmak üzere ülkemizi küresel düzeyde marka hâline getirecek başlıkların tamamında da milletimizi hayallerine kavuşturacağız” diye konuştu.
Rami Kütüphanesi’ni, bu büyük yürüyüşte yeni bir halka, yeni bir safha olarak gördüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Rami Kütüphanemizi gezerken bütün gerek cilt hanesi yani mücellitlerimizi gördüm gerekse adeta bir ameliyathane gibi kitapların restorasyonlarının yapıldığı birimlere girdik. Oradaki arkadaşlarımızın nasıl bir hassasiyetle çalıştıklarını, adeta organ nakli yapar gibi o kitapların bütün gerçekten tahrip olmuş o yaprakları tek tek tek nasıl bir yerden bir yere naklettiklerini görmek, onlara şükran borcu olduğumuzu söylememek mümkün değil. Ve bu eserlerle beraber inşallah Rami Kütüphanemiz çok çok farklı geleceğe bir yatırımın eseri olacak. Ülkemize ve İstanbul’umuza hayırlı olmasını diliyorum. Dilediğimiz tüm kitapları buraya nakledebiliriz. Ve Kültür Turizm Bakanlığımızın bütçesine ayrıca bir destek vererek yurt içi, yurt dışından buraya her türlü inşallah kitapları alacağız. İthalatçılığımıza onu getireceğiz. Kitap ithali yapacağız dünyanın dört bir yanından ve Rami Kütüphanemizin bu uluslararası özelliğini de çok daha güçlü hâle getirmiş olacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kütüphanede okuyacak, araştıracak, eser ortaya koyacak, yapılan faaliyetlerden istifade edecek herkese teşekkür ederek sözlerini tamamladı.
Konuşmaların ardından Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a günün anısına Rami Kütüphanesi’nin minyatürünü takdim etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, protokol üyeleriyle birlikte kurdele keserek kütüphanenin açılışını gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, program öncesinde eşi Emine Erdoğan’la birlikte Rami Kütüphanesi’ni gezdi, öğrencilerle sohbet etti.

DÜNYA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Savunma sanayiinde büyük bir zihniyet devrimi gerçekleştirdik”




Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeni Nesil Fırtına Obüsleri Teslimat Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Savunma sanayiinde başarı hikâyesi yazmakla kalmadık, aynı zamanda büyük bir zihniyet devrimi de gerçekleştirdik” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Millî Savunma Bakanlığı Arifiye Yerleşkesi BMC İşletmesi’nde Yeni Nesil Fırtına Obüsleri Teslimat Töreni’ne katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.
BMC Power tarafından bugün teslim edilecek altı adet yeni nesil Fırtına Obüsü’nün hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah bu sayıyı önümüzdeki dönemde yeni teslimatlarla toplamda 140’a kadar çıkartacağız. Yeni nesil Fırtına Obüsleri şu an envanterde olan modellere kıyasla pek çok avantaja sahiptir. Yürütülen çalışmalar neticesinde obüslerimizin hem beka kabiliyeti hem de ateş gücü artırılmıştır” dedi.
“TÜRKİYE’NİN SAVUNMA HAMLELERİNİN ENGELLENMESİNE ASLA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”
Türkiye’nin savunma hamlelerinin, geçmişte defalarca yaşandığı gibi, türlü ayak oyunlarıyla engellenmesine asla müsaade etmeyeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Savunma sanayii alanında da tam bağımsızlığımızı ilan edene kadar durmayacak, dinlenmeyecek, en küçük bir geri gidişe rıza göstermeyeceğiz. İşte bugün burada olduğu gibi, kamu ve özel sektör iş birliğiyle, inşallah ülkemizi başarıdan başarıya koşturacağız” açıklamasında bulundu.
Türkiye’nin zincirlerini kırdığı alanların başında savunma sanayiinin geldiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ana yüklenicileri, KOBİ’leri, araştırma kuruluşları, teknoloji merkezleriyle son 20 yılda bu alanda hayal dahi edilemeyen başarılara imza attık. Savunma sanayiinde başarı hikâyesi yazmakla kalmadık, aynı zamanda büyük bir zihniyet devrimi de gerçekleştirdik. Daha önce başlattığı stratejik projeler emekleme aşamasındayken akim bırakılan ülkemiz, bizimle birlikle ilk defa projelerinin neticelendiği, uygulamaya geçtiği, başarısını ispatladığı günleri gördü. ‘Yapılamaz’ denilen, ‘hayal mahsulü’ olarak nitelenen birçok kritik projeyi, hamdolsun tek tek gerçeğe dönüştürdük.”

-
DÜNYA2 sene ago
DEV YATIRIMLAR | AĞRI’DA ALTIN VE GÜMÜŞ REZERVİ MÜJDESİ
-
DÜNYA2 sene ago
Angola Cumhurbaşkanı Lourenço Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde
-
DÜNYA3 sene ago
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır anneleri ile iftarda buluştu
-
TEKNE FİRMALARI3 sene ago
Tekne ve Yat Firmaları | İstanbul TÜRKİYE
-
DÜNYA2 sene ago
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Kurban Bayramı mesajı
-
DÜNYA2 sene ago
“Kıbrıs Davası’nın sahibi, yavru vatanı ile ana vatanı ile büyük Türk Milleti’nin tamamıdır”
-
DÜNYA3 sene ago
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Enerjetik Malzemeler Üretim Tesisi Açılışı ve Ürün Lansmanı’na katıldı
-
DÜNYA3 sene ago
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İklim Liderler Zirvesi’nde konuştu