DÜNYA
Ekonomik Olarak Güçlü Olanın, Haklı Olarak Takdim Edildiği Bir Dünyada Yaşıyoruz

TRT World Forum’a katılarak gündemdeki gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin mevcut adaletsiz dünya düzenine sunduğu öneriler var mı?” sorusuna “Maalesef dünyada adalet yok. Özellikle ekonomik noktada güçlü olanın haklı olarak takdim edildiği bir dünyada yaşıyoruz. Haklı olanın güçlü olduğu değil, güçlü olanın haklı olduğu bir dünya. Böyle bir dünyayı kabullenmek mümkün değil” cevabını verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT World tarafından İstanbul Conrad Otelde düzenlenen TRT World Forum’a katıldı.
Güncel, kültürel, politik, ekonomik ve sosyal çıkmazlara çözümler aramak amacıyla ve ‘Belirsizlik çağında değişime ilham olmak’ temasıyla düzenlenen forumun kapanış oturumunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisine yöneltilen soruları cevaplayarak ulusal ve uluslararası gündemdeki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“BÖYLE BİR DÜNYAYI KABULLENMEK MÜMKÜN DEĞİL”
Programın moderatörlüğünü yapan TRT World Haber Koordinatörü Fatih Er’in, panele katılan panelistlerin liberal dünya düzeninin artık değişmesi gerektiği yönündeki vurgusunu hatırlatarak, “Türkiye’nin mevcut adaletsiz dünya düzenine sunduğu öneriler var mı?” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Romen Diyojen’in ifadesiyle, hani gün ışığında mumla adam araması gibi, biz de şu anda dünyada adaleti arıyoruz, maalesef dünyada adalet yok” diye cevap verdi.
Ekonomik olarak güçlü olanın haklı olarak takdim edildiği bir dünyada yaşandığına işaret ederek, “Haklı olanın güçlü olduğu değil, güçlü olanın haklı olduğu bir dünya; böyle bir dünyayı kabullenmek mümkün değil” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, böyle bir dünyada yaşamak istemediğini, bunun kendisi için bir zül olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “7’den 70’e masum, mağdur insanların üzerine varil bombalarının atıldığı bir dünyada yaşamak, bizim için züldür. Böyle bir dünyada yaşayıp da ne yapacaksın? Bunu gündeme getirdiğiniz zaman, güçlü olan ülkelerle bunu paylaştığınız zaman, kimse kalkıp da ‘doğru söylüyorsunuz, burada bir şeyler yapmamız gerekir’ demiyor” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin Suriye’deki savaştan kaçan 3,5 milyon kişiye ev sahipliği yaptığını ve bugüne kadar 30 milyar doların üzerinde para harcadığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği’nin 2016 yılında mülteciler için vermeyi taahhüt ettiği 3 milyar avroluk yardımın bugüne kadar sadece 800 milyon avroluk kısmını verdiğini; Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Komiserliği’nin ise mülteciler için 550 milyon dolar gönderdiğini aktardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bütün bunları ilgili yerlere ilettiğimizde aldığımız cevap ne? Aldığımız cevap şu: ‘Türkiye takdire şayan çalışmalar yapıyor.’ Tamam da Türkiye’ye olan desteğiniz ne? Bunu bizle ikili yaptıkları görüşmede söylüyorlar da, fakat uluslararası toplantıya gelince orada söylemiyorlar” diye ekledi.
“DÜNYA ARTIK 2. DÜNYA SAVAŞININ ŞARTLARINI TAŞIMIYOR”
BM Güvenlik Konseyinin yapısına ilişkin ‘Dünya 5’ten büyüktür’ tezini hatırlatarak, dünyayı İkinci Dünya Savaşının şartlarında değerlendirildiğini; ancak dünyanın bugün o şartları taşımadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şöyle konuştu: “Peki, böyle bir değişim olması gerekmiyor mu? Gerekiyor. 5 daimi üye ve bütün dünya bu 5 daimi üyenin iki dudağının arasında, onlar ne derse o. Fakat çok ciddi de bir aldatmaca var. Nedir o aldatmaca? 15 tane de geçici üye koymuşlar, o 15 tane geçici üyelik için de bütün ülkeler yarışıyor, ‘oradan ben bir geçici üyelik kaparsam ne olur’ diye; hiçbir şey olmaz. İşte biz de bir kere kaptık, ne oldu? Orada bir yaptırımın var mı? Yok. Sadece Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde sen de geçici üyesin, bu. Aslolan 5 tane daimi üye. Ben diyorum ki, az önce sizlerin de ifade ettiği gibi, artık bunun değişmesi lazım. 196 tane devlet Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda bunun mücadelesini vermesi lazım, demesi lazım ki, ‘Buradaki 5 tane daimi üyenin burada hakkı neyse, aynı hakka ben de sahip olmak istiyorum.’ 20 üye mi olacak, 20 üye olsun, dönerli olarak iki yılda bir her birine bir sıra gelsin, hiç olmazsa dünyadaki tüm ülkeler ‘ben de dünyanın kaderinde söz sahibi oldum, rol sahibi oldum’ desin. Dünya buna geçmesi lazım. Eğer demokratsak, eğer gerçekten adil bir dünyayı tesis edeceksek, kuracaksak buna ihtiyacımız var.”
Moderatörün, ‘Dünya 5’tün büyüktür’ tezini ilk dillendirdiğinde kimi çevrelerden tepki aldığını; ancak şu anda bu teze destek verenlerin arttığına dikkat çekmesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İkili görüşmeleri yaptığımız zaman artıyor. Fakat o güçlülerin karşısına geldikleri zaman, kalkıp da ‘dünya 5’ten büyüktür’ diyemiyorlar. Niye? Bir yerden bağlılıkları var” dedi.
“ABD’YE DEAŞ’I BERABER YOK EDELİM TEKLİFİ YAPTIK”
Irak ve Suriye’deki gelişmelere işaret ederek, “Terör örgütü PKK, onun düşük çocukları var PYD, YPG. PYD’yle YPG’yi, DEAŞ denilen bir terör örgütüne karşı ABD yanına alıyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir terör örgütünü bir başka terör örgütüyle ıslah etmenin akıl karı olmadığını belirtti ve ABD Başkanı Donald Trump’a ‘Suriye’de DEAŞ’ı beraber yok edelim bunun için 2 tugay da hazırladık’ teklifini yaptığını ancak ‘PYD, YPG’yle yapacağız’ cevabını aldıklarını açıkladı.
ABD’nin, 3 bin 500 tırlık silah araç ve mühimmatı Kuzey Suriye’ye getirdiğine, bunların 5 hava üssü ve 8 üssün yanı sıra PYD terör örgütüne verildiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan DEAŞ da istifade ediyor. Velev ki istifade etmediğini kabul edelim, bunlar ülkem için yarın tehdit oluşturmaz mı? Kimse buna ‘oluşturmaz’ diyemez. Sayın Bush zamanında Irak’a girdiklerinde aynı durum yine olmuştu. ‘Biz seri numaralarını alıyoruz’ demişlerdi, olaylar bitince ‘bu silahları alacağız’ dediler. Bütün olaylar bitti, bittikten sonra Amerika’nın ve Rusya’nın silahları Barzani ve PKK’nın elinde bizim elimize geçti” diye konuştu.
“TERÖRLE MÜCADELEYİ SONUNA KADAR KARARLI BİR ŞEKİLDE SÜRDÜRECEĞİZ”
Şimdi de aynı şekilde ‘Seri numaralarını alıyoruz, dolayısıyla Suriye’de DEAŞ’a karşı bu operasyonlar bittikten sonra biz bu silahları alacağız’ denildiğini, kendisinin ise ‘Alamazsınız, bunların hepsi yerini bulur’ diye cevap verdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nitekim şu anda da gidiş oraya, iyi bir gidiş değil. Ve bizler Suriye’deki bu gelişmeleri özellikle İdlib, tabii bunun yanında şu anda Afrin sorunu var ve PYD orada. Şimdi biz PYD’ye karşı sessiz durabilir miyiz? PKK terör örgütü neyse, PYD, YPG de odur ve biz terörle mücadelede sonuna kadar mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz” sözlerine yer verdi.
PKK terör örgütünün Türkiye’deki saldırılarına sessiz kalan Batı ülkeleri liderlerinin DEAŞ ve El Kaide terör örgütlerinin saldırıları karşısında bir olarak yürüdüğünü hatırlatan moderatör Er’in bu çifte standarttın önüne nasıl geçilebileceği yönündeki sorusunu cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların birbirleriyle dayanışması yeni değil. Ben isim vererek konuşacağım, gizli konuşmanın hiçbir anlamı yok. Çünkü şu anda TRT World bütün dünyaya bu yayını yapıyor, herkesin bazı gerçekleri bilmesi lazım” dedi ve Almanya Başbakanı Angela Merkel’e Almanya’da yaşayan PKK’lılarla ilgili 4 bin 500 dosya verdiğini; ancak hiçbirinden Türkiye’ye dönüş olmadığını aktardı.
PKK’NIN ALMANYA’DAKİ FAALİYETLERİ
Fransa’da ve Almanya’da PKK terör örgütü mensuplarının örgüt elebaşının posterlerini taşıyarak polis nezaretinde yürüyüş yaptığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, G-20 Zirvesi esnasında Berlin’de Başbakanlığın önünde açılan bir pankartta kendisinin iki ülke liderinin resminin olduğu bir pankartta ‘öldüren Mercedes’i alır’ yazıldığını hatırlattı ve “Ben bunu Bayan Merkel’e söylediğim zaman, Bayan Merkel yanındakilere bakıyor, farklı bir duruma yatıyor aslında. Bir gerçek var; yani samimi olalım, dürüst olalım, yani bu Başbakanlığın önünde oluyor, senin bundan haberin yok; böyle bir şey olabilir mi?” ifadelerini kullandı.
“EĞER BİZ DİK VE SAĞLAM DURURSAK ADALET YERİNİ BULACAKTIR”
ABD seyahati esnasında, bölücü terör örgütü PKK ve FETÖ mensuplarının saldırılarını engelleyen Cumhurbaşkanlığı koruma görevlileri ile ilgili ABD yargı organlarının gözaltı ve tutuklama kararı çıkardığını, gözaltı kararı verilenlerin arasında o seyahatte bulunmamış ve hatta ABD’ye hiç gitmemiş olanların olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu nasıl iştir, bu nasıl adalettir? Bu adalete ben isyan ediyorum işte; yok böyle bir şey. Böyle olacaksa zaten bir yere varmak da mümkün değil. O bakımdan ‘dünya 5’ten büyüktür’; bunun halledilmesi gerekiyor. Er veya geç eğer biz dik durursak, sağlam durursak adalet yerini bulacaktır, bundan hiç şüphem yok” değerlendirmesinde bulundu.
Demokrasi ve özgürlük kavramlarını gelişmekte olan ülkelere kendi çıkarları doğrultusunda ve anladıkları biçimde zorla empoze etmeye çalışan Batı’nın bu tavrına karşı gelişmekte olan toplumların nasıl direnebileceğinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bakın böyle giderse, bu gidiş kötü bir yere gidiş. Nedir bu? Bundan sonra bu anlayışla demokrasi sorgulanmaya başlanacaktır. Çünkü demokrasi şu anda insanoğlunun düşüncelerinin karşılığını vermiyor, yani buna demokrasinin iflası da diyebiliriz” dedi.
“DARBE GİRİŞİMİNDE, DEMOKRATIZ DİYE GEÇİNEN ÜLKELER 1 HAFTA SONRA ARAMAYA BAŞLADI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’de üniversitelerde ‘Demokrasinin sonuna doğru mu gidiyoruz?’ şeklinde tartışmaların yapıldığına işaret etti ve şunları söyledi: “Eğer oylar bu işin karşılığını veriyorsa, ona niye saygı duymuyorsunuz? Saygı duyun. Şimdi bunların hepsi güçlünün haklı olduğu yere doğru gidiyor, haklı olanın güçlü olduğu yer değil. Onun için de bu sorgulanma sürecine girdik. Aynı şekilde emperyalizmin acımasız o vukuatları karşısında demokratlar olarak ne yapacağız? Şimdi Türkiye’de partim açık ara önde seçim kazanıyor. Açık ara benim partim seçim kazandığı hâlde kalkıp da Batı eğer benim partimi yargılıyorsa, ben bu Batıdan şüphe ederim. Demokrasi değil mi? Soruyorum, 15 Temmuz gecesi bu ülkede darbe girişiminde bulunuldu mu? Bulunuldu. Kime karşı bulunuldu? Bize karşı bulunuldu. Peki, biz bu ülkede otoriter, totaliter bir rejim mi kurduk? Yok. Halkımın verdiği oylarla iktidar olmuş bir partiyiz ve 15 yıldır da ülkemizi yönetiyoruz ve 3,5 kat ülkemizin bütün maddi olarak gücünü katladık. Altyapısıyla, üstyapısıyla değişen bir Türkiye var. Darbe girişiminde bulunuldu ve darbe girişiminde bulunulmasına rağmen demokratız diye geçinen ülkelerden inanın bizi 3 gün, 1 hafta sonra aramaya başladılar. Baktılar ki darbe netice getirmedi, bu defa arayarak dostlar alışverişte görsün kabilinden bize geçmiş olsun demeye başladılar; böyle şey olabilir mi?”
1999’da ABD’ye giden FETÖ elebaşının Pensilvanya’da 400 dönüm arazi içinde ikamet ettiğini ve örgütünü yönettiğine değinerek, “Bu adam sembolik, idare edenler başka. Koyarsın ön tarafa birisini, suflörler arkadan işi idare ederler, yoksa onun idare edecek bir kabiliyeti de yok, gücü de yok bakma, ama işi böyle götürdüler ve götürüyorlar” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin stratejik ortağı ABD’ye FETÖ ile ilgili 85 kolilik belge verdiklerini fakat ABD’den herhangi bir destek gelmediğini ifade etti.
ABD İLE İLİŞKİLER VE VİZE MESELESİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun karşısında demokrasiye inanmış bir insan olarak biz ne yapacağız? Demokratik bir hukuk devletinin gereği neyse onun gereğini yapacağız. Kalkıp da, yani adeta bizi emir kulu gibi görüp, ‘birisi var içeride, onu bize verin.’ Onu sen alacaksan önce sen kendindekini bize ver. Bizimki yargıdan geçmiş ve hakkında tutukluluk var. Seninki yargıdan geçmemiş, orada çiftlikte duruyor, sen çiftliktekini ver bakalım. Ona göre biz ne kadar stratejik ortağız, biz bunu görmüş olalım. Maalesef bu şekilde işte başkalarına da yaptıkları gibi Türkiye’ye de ‘biz böyle yaparsak buradan nasıl netice alırız, bunu görelim’ diyorlar. İşte şimdi en son açık, net bir örnek, vize meselesi. Ne diyor vizede? Kalkıyor hemen bir paragraf, ‘vizeleri kaldırdık.’ Bunu diyen kim? Ankara’da Büyükelçi. Kim bu Büyükelçi? Koskoca Amerika Birleşik Devletleri adına stratejik ortağıyla ilişkide, hemen şöyle bir paragrafla ‘vizeleri kaldırdık’ diyebiliyorsa, o zaman ben bu stratejik ortaklığımı masaya yatırırım. Biz de ne yaptık? 2 saat içinde aynı şekilde, aynı kelimelerle biz de vizeleri kaldırdık. Niye? Burada adalet bunu gerektiriyor da onun için. Şimdi iki gündür Ankara’da görüşmeler yapıldı, bakalım nereye varacak? Bu duruşlar önem arz ediyor. Ama ben bunu sadece ülkem için konuşmuyorum, tüm dünyaya sesleniyorum. Diyorum ki, eğer demokrasiye sahipsek, eğer adaleti arıyorsak ve buna da inanıyorsak, gelin hep beraber el ele verelim, omuz omuza verelim, ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyelim ve 196 ülke dünyada bu hakkını istesin ve alsın.”
KÖRFEZ ÜLKELERİ ARASINDAKİ KRİZ
Sorulan bir soru üzerine, dört Körfez ülkesinin Katar’a uygulaması için şart koştuğu maddelerin kabul edilir olmadığını ve bu tavrın komşuluk hukukuna aykırı olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu maddelerin içinde, ‘Türkiye’ye üst kurdurmayacaksın’ şartının da olduğuna hatırlattı ve şu açıklamaları yaptı: “Şimdi orada (Katar) işte 250 kişinin olduğu bir üs var. Ama ben bu üs kurma meselesini Suudi Arabistan’a da teklif ettim, ‘eğer arzu ederseniz biz Suudi Arabistan’da da bir üs kurabiliriz’ dedim. ‘Bir değerlendirelim’ dediler. Oradan bir cevap gelseydi bize, biz orada da bir üs kurabilirdik. Farklı ülkeler üs kurma noktasında müsaade eden Körfez, peki Türkiye’ye niye bu noktada acaba müsaade etmiyor? Bu soru işaretlerinin cevabını bulmamız lazım. Bunu ben inanıyorum ki ekranları başında bizi izleyen tüm dostlar bu cevabı bulacaktır. Fakat biz yine de ümitsiz olmayacağız, ümidimizi koruyacağız ve bu devran böyle dönmez.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti’ye 15 yıldır milletin verdiği yetkiyi hakkıyla kullanmanın gayreti içerisinde olduklarının altını çizdi ve 2019’da başkanlık sistemiyle bu süreci devam ettirmeleri durumunda Türkiye’nin bundan sonraki sürece çok daha güçlü bir şekilde devam edeceğini, kalkınmada ve uluslararası politikada Türkiye’nin durumuna olumlu etkiler yapacağını kaydetti.
“MAĞDURA VE MAZLUMA EL UZATIYORUZ”
Batılı bir gazetecinin kendisine, Suriyeli mülteciler için 30 milyar dolar harcayan, Somali’de askerî eğitim amaçlı askerî üs kuran ve Türkiye’nin bütün bunları bir menfaati olmadan yapmasının mümkün olmadığını ve Batı toplumlarının da bu düşüncede olduğunu söylediğini aktaran moderatör Er’in “Gerçekten 30 milyar doları Suriyelilere sadece doğru olduğuna inandığınız için mi harcadınız?” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim geleneklerimizde, bizim örf ve adetlerimizde, ‘veren el, alan elden hayırlıdır’ anlayışı var. Mağdura, mazluma uzanan el anlayışı var” şeklinde cevap verdi.
Sözlerinin devamında 2011’de Somali’ye ilk kez eşi ve çocuklarıyla beraber giderek bir adım attıklarını, Türkiye’nin yaptığı çalışmaların neticesinde hastaneleri, okulları ve havalimanıyla şu anda Somali’nin çok değiştiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Bangladeş’e sığınan Arakan Müslümanları ile ilgili yaptıklarına değindi.
“GÜÇLENİYORUZ, DAHA DA GÜÇLENECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, en az gelişmiş ülkelere insani yardım yapan ülkeler sıralamasında Türkiye’nin ABD’den sonra ikinci sırada, millî gelire oranla değerlendirildiğinde ilk sırada olduğuna dikkat çekti ve “Dedim ya, ‘veren el, alan elden hayırlıdır’, biz bunu yapmaya devam edeceğiz. Biz masumların, mazlumların, mağdurların yanında olmaya devam edeceğiz. Ve verdik verdik bizim bitmedi, daha iyi oldu. Kişi başına millî gelir 3500 dolardı, şimdi 11 bin dolar, güçleniyoruz, daha da güçleneceğiz. Büyümede ilk yarıda bakın 5,1, bu yıl büyük ihtimalle 6’nın üzerine çıkacağız, çalışıyoruz, olacak bunlar” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT World Forum’a katılanlara şükranlarını sunduğunu, yapılan işin isabetli olduğunu ve emeği geçenlere de teşekkür ettiğini belirtti.
Programa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, AK Parti genel başkan yardımcıları Mehdi Eker ve Ravza Kavakcı Kan, THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, TRT Genel Müdürü İbrahim Eren, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, İstanbul Valisi Vasip Şahin’in yanı sıra yabancı konuklar eski İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero, Tunus el-Nahda hareketi lideri Raşid Gannuşi, Malcolm X’in kızı aktivist Ilyasah Shabazz da katıldı.
DÜNYA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muğla’da toplu açılış törenine katıldı






Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muğla’da toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Her seçimde bize en güçlü şekilde destek veren milletimiz sayesinde, sadece ülkemizi eşi benzeri görülmemiş eser ve hizmetlere kavuşturmakla kalmadık. Aynı zamanda, terör örgütlerinden darbecilere, küresel vesayetçilerden ekonomik tetikçilere kadar, istiklalimize ve istikbalimize göz dikenlerin tamamının da hakkından geldik” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Muğla Adliye Sarayı yanındaki miting alanında Marmaris-Datça Yolu, Milas İçme Suyu Arıtma Tesisi ve Bodrum Devlet Hastanesi ile Yapımı Tamamlanan Diğer Projelerin Toplu Açılış Töreni’nde konuştu.
Marmaris ziyaretleri dışında epeydir Muğla’yla hasret gideremediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muğlalılara “Sizleri özlemişiz” diye seslendi.
Bugün hem özlem gidermeye hem de şehre kazandırdıkları eser ve hizmetlerin resmî açılışlarını yapmaya geldiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karşımda muhteşem bir katılım görüyorum. Bugün Muğla bir başka” dedi.
Eser ve hizmet siyasetlerinin en güzel örneklerini Muğla’da görmenin mümkün olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Muğla’nın her karış toprağında izimiz var, emeğimiz var. Hamdolsun Muğla’mız da tarımıyla, turizmiyle, ticaretiyle bu emeklerimizi üretime, istihdama, kazanca dönüştürme konusunda çok başarılı” değerlendirmesini yaptı.
Geride kalan 20 yılda ülkenin altyapısından üstyapısına kadar tüm eksiklerini gidermiş, Türkiye Yüzyılı’nın hazırlıklarını önemli ölçüde tamamlamış olarak milletin huzurunda olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın geçmeye hazırlandığı yeni yönetim ve ekonomi düzeninde, Türkiye’yi hak ettiği seviyeye çıkarmanın ilk adımını attıklarını gördüğünü söyledi.
“ÜLKEMİZİ EŞİ BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ ESER VE HİZMETLERE KAVUŞTURDUK”
Şimdi daha büyük hedeflerle, daha büyük bir öz güven ve güçle yönlerini geleceğe dönmüş durumda olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan 12 yıl önce 2023 hedeflerimizi ilk açıkladığımızda zihinlerini geri kalmışlık ve faşizm kapanına hapsetmiş birileri, kendi akıllarınca bizi küçümsemiş, alaya almışlardı. Hep yaptıkları gibi 2023 hedeflerimizi hayata geçirmek için başlattığımız her programa, her projeye, yatırıma ne diyorlardı? ‘Yapamazsınız.’ diyorlardı. Böyle engellemeye çalıştılar ve bu onlar için hezeyandı ama bunu dün gibi hatırlıyoruz” diye konuştu.
Yatırımlara karşı çıkanlara kulak asmadıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tabii biz AK Gençlik’le, AK kadrolarla bunlara yüz vermedik. Hiç kulak asmadık. Bizim baktığımız tek yer milletimizdir, milletimizin özlemleridir, milletimizin talepleridir, milletimizin ihtiyaçlarıdır. Hamdolsun her seçimde bize en güçlü şekilde destek veren milletimiz sayesinde sadece ülkemizi eşi benzeri görülmemiş eser ve hizmetlere kavuşturmakla kalmadık aynı zamanda terör örgütlerinden darbecilere, küresel vesayetçilerden ekonomik tetikçilere kadar istiklalimize ve istikbalimize göz dikenlerin tamamının da hakkından geldik. Kendi milletinden umudunu kesenlerin, ülkemizin kutlu yürüyüşünü engellemek için sergiledikleri kepazeliklere rağmen Cumhuriyetimizin 100. yılına coşkuyla, gururla, heyecanla girdiğimiz bir döneme ulaştık.”
“BU MİLLET TERÖRDEN BESLENENLERE, KAN EMİCİLERE BU ÜLKEDE YOL VERMEZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, havaalanından buraya gelene kadar yol boyu tıklım tıklım olduğunu aktardı.
Müstemleke zihniyetlilerin kepazeliklerinin bitip tükenmek bilmediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçtiğimiz günlerde Türk Silahlı Kuvvetlerinin gücüne güç katacak bir savunma sanayi projemizin açılışında, ordumuzun komutanlarıyla birlikte yaşadığımız sevince tahammül edemediklerini hep birlikte gördük. Bay Kemal, Sakarya Arifiye’de bu ordunun başkomutanı olarak Tayyip Erdoğan ne yaptı? Orada Fırtına obüslerinin teslim törenini yaptı. Senin hayatında, senin aklında böyle bir şey var mı, böyle bir şey yapabilir misiniz? Altay tanklarının teslimini yaptık Bay Kemal. Bunlarla ordumuz çok daha güçlü. Ordumuz bunlarla o terör örgütlerini ne yaptı? İnlerine gömdü inlerine. Bay Kemal, sen bu teröristlerle dirsek dirseğe dolaştın. Cezaevlerindeki teröristleri de nasıl çıkarırız diye bunun gayreti içerisindesin. Boşuna uğraşma, o teröristler öyle oralardan çıkamazlar. Ama bu şimdiden vadediyor. Yahu, Diyarbakır’da 51 vatandaşımızın ölümüne neden olan bu Demirtaş değil miydi? Şimdi çıkmış bu, ‘onları çıkaracağım’ diyor. Bu millet sana bu yolu açmaz. Bu millet terörden beslenenlere, kan emicilere bu ülkede yol vermez.”
Millete güvendiğini ve millete inandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Bu yolda böyle yürüyeceğiz. El ele yürüyeceğiz, omuz omuza yürüyeceğiz. Hak ve özgürlük denilince biz milletimizle el ele olmayı anlarız, kan emicilere asla prim vermeyiz. Ama bu zihniyet önce Sakarya Arifiye’deki fabrikanın bu seviyeye gelmesini sağlayan yatırımlarımızı sabote etmek için yapmadığını bırakmadı. Her türlü yalan ve iftirayı kullanarak yürüttüğü bu ihanet kampanyasında başarılı olamayan bu habis zihniyet, bu defa doğrudan kahraman ordumuzu ve şerefli komutanlarımızı hedef alarak asıl niyetini gösterdi.”
“Muğla seninle gurur duyuyor” sloganları üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben de sizinle gurur duyuyorum. Gönüllerde köprüler kuralım ve destanları beraber yazalım” karşılığını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Her gün sınırlarımızı taciz eden Yunanistan’a, elinde on binlerce masumun kanı olan PKK’ya, ülkemizin son dönemde gördüğü en büyük ihanet çetesi olan FETÖ’ye, egemenliğimizi hedef alan ülkelere, velhasıl Türkiye ve Türk milleti düşmanlarına göstermediği, gösteremediği tepkiyi, ordumuzun komutanlarına fütursuzca sergileyen, seviyesizce hakaret eden bir kişi bu ülkenin siyasetçisi olabilir mi? Kardeşlerim anayasamıza göre bu kardeşiniz, bu ordunun başkomutanıdır. Bunu ben söylemiyorum anayasamız söylüyor.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandakilerin “Bir gece ansızın gelebiliriz” sloganları üzerine de “Aynen öyle, bir gece ansızın gelebiliriz ve geleceğiz” ifadesini kullandı.
“KENDİ ÜRETİMİNİ YAPABİLEN TÜRKİYE GERÇEĞİNE TAHAMMÜL EDEMİYORLAR”
Muhalefetin, ülkenin ve milletin hangi menfaatini savunacağını ve hangi hedefini hayata geçirebileceğini soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii biz bunların asıl karın ağrılarını çok iyi biliyoruz. Bunlar Arifiye’deki atıl fabrikanın, ülkenin savunma sanayiinin en önemli üretim tesislerinden biri olmasından rahatsızlar. Bunlar karasından havasına, denizinden siberine kadar savunma sanayiinin her alanında kendi tasarımını, kendi üretimini yapabilen Türkiye gerçeğine tahammül edemiyorlar. Bunlar, terörü sınırları içinde bitirmekle kalmayıp sınırları ötesinde de teröristlerin başını ezen Türkiye fotoğrafına dayanamıyorlar” dedi.
Muhalefetin, küresel krizler karşısında diz çöküp teslim olmak yerine krizleri fırsata dönüştüren Türkiye tablosunu içlerine sindiremediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Çünkü bunların tüm hayatları, vesayetçilerin ve darbecilerin yönetimini kendilerine altın tepside sunduğu ülke hayaliyle geçmiştir. Rahmetli Menderes’i idam sehpasına gönderip ülkenin başına böyle çullandılar. Rahmetli Demirel’i muhtıralarla yıpratıp ülkenin başına böyle çöreklendiler. Rahmetli Özal’ı binbir yalan ve iftirayla devreden çıkartıp ülkenin başına böyle musallat oldular. İktidara geldiğimiz ilk günden itibaren bize de aynısını yapmak için çok uğraştılar. Ülkeye ve millete daha büyük hizmetler kazandırmak için harcamamız gereken vaktimizin ve enerjimizin bir kısmını, bunlarla mücadeleye ayırmak mecburiyetinde kaldık. Partimizi kapatmaya teşebbüs etmekten sokakları karıştırmaya, terör örgütlerini cesaretlendirmekten darbecilere alkış tutmaya kadar her yolu denediler. Dışarıda ve içeride Türkiye’yi hedef alan kim varsa hepsinin yanında bunlar yer aldılar. Ne yaparlarsa yapsınlar, işte ben şu anda karşımdaki bu muhteşem kalabalığın, az önce resmî rakamını sordum, dedim ne kadar? Resmî rakamı aldım, elhamdülillah 50 bine varan bir katılımla bugün buradayız. Bunlar bir tek kendi ülkelerinin, kendi insanlarının mücadelesine destek olmadılar. Şimdi de aynı kafayla, yeni oyunlar peşinde koşuyorlar.”
“BUNLAR ANAYASA’YI DA HİÇ OKUMAMIŞLAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, altılı masaya değinerek, “Bir masa kurmuşlar, etrafındaki herkesten ayrı ses çıkıyor. Herkes ayrı baş çekiyor, herkes ayrı hesap yapıyor. Bunlar Anayasa’yı da hiç okumamışlar. Sen nasıl oluyor da daha seçilmemişsin ve seçilmediğin hâlde nasıl oluyor da ‘hemen seçime gideriz’ diyorsun? Neyse, olanlar oldu. Bunların, ‘Allah bir’ dediğine inanın, başka hiçbir şeye inanmayın. Çünkü Allah bir” dedi.
“Masanın altında, üstünde sakladıkları, gözükmeyen ortakları ayrı telden çalıyor” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha ortada fol yok, yumurta yok. Sizin deyiminizle şerlenmelerinden, şımarmalarından yanlarına varılmıyor. Çünkü bunlar sadece zarar dostudur. Ülkenin ve milletin iyiliğini istedikleri tek bir örnek görülmemiştir. Ülkemize 20 yıldır kazandırdığımız her eser ve hizmeti, demokrasi ve kalkınma atılımlarımızın tamamını nasıl bunlara rağmen yaptıysak inşallah Türkiye Yüzyılı vizyonunu da aynı şekilde hayata geçireceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandakilere, “Bunun için şimdi Muğla’dan destek istiyoruz. Öyle bir ses verin ki altta Akdeniz’in, üstte Marmara’nın her karışından duyulsun. Muğla, 2023’te güvenli, huzurlu, müreffeh Türkiye’nin yolunu bir kez daha açmaya hazır mıyız? Muğla, Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa etmeye hazır mıyız? Muğla, dışarıda Türkiye düşmanlarının, içeride onların maşalarının heveslerini bir kez daha kursaklarında bırakmaya hazır mıyız? Muğla, bir olarak, iri olarak, diri olarak, kardeş olarak hep birlikte Türkiye olarak 2023’te Cumhuriyetimizin yeni asrını karşılamaya hazır mıyız?” diye seslendi.
Alandakilerin hep bir ağızdan “evet” karşılığını vermesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbim sizlerden razı olsun” dedi.
“5 MİLYAR 221 MİLYON LİRA YATIRIM BEDELİNE SAHİP PROJELER”
Vatandaşlarla her buluşmalarının bir eser ve hizmet şöleni şeklinde gerçekleştiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bugün de Muğla’da çeşitli kurumlarımızca şehrimize kazandırılan 5 milyar 221 milyon lira yatırım bedeline sahip projeler ile ilçe belediyelerimizin 523 milyon liralık yatırımlarının resmî açılışını yapıyoruz. Eğitimde, anaokulundan liseye kadar çok sayıda yeni okulumuz ile aralarında deprem güçlendirme çalışmalarının da bulunduğu diğer yatırımlardan oluşan 17 projeyi resmen hizmete açıyoruz. Ziya Paşa ne diyor? ‘Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.’ Üniversitemizin yeni fakülte ve yüksekokul binaları ile altyapı ve çevre düzenlemeleri çalışmalarının resmî açılışını da buradan yapıyoruz. Menteşe’deki 2’şer bin kişi kapasiteli iki öğrenci yurdunun, Fethiye’deki 1350 kişilik öğrenci yurdunun, Bodrum Gençlik Merkezi ve Spor Salonu’nun, Dalaman Spor Salonu’nun, Marmaris Stadı’nın, Milas Spor Salonu’nun resmî açılışlarını da bugün gerçekleştiriyoruz. Sağlıkta, Bodrum’da 150 yataklı, Milas’ta 150 yataklı, Yatağan’da 100 yataklı devlet hastanelerimiz ile Ula Sağlık Merkezi’ni hizmete açıyoruz. Ulaştırmada, Muğla-Kale yolunun tamamlanan 6 kilometresi ve tünelinin, Bozburun-Datça yolunun tamamlanan kısımlarının, Milas tarihî Sarıçay Köprüsü restorasyonunun açılışlarını da bugün yapıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarımda, Milas İçmesuyu İsale Hattı ve Arıtma Tesisi, Menteşe Göktepe sulaması, Seydikemer Eşen Çayı ve Akçay Deresi ıslahı, Girme ve Seki Arazi Toplulaştırması, ilçelerdeki göletlerin ağaçlandırma çalışmaları ile ORKÖY ve kırsal kalkınma yatırımları hibe desteklerinin resmî açılışlarını gerçekleştireceklerini belirtti.
Çevre ve şehircilikte 644 milyon liralık bir yatırımla tamamlanan Muğla Kanalizasyon Şebekesi ve Arıtma Tesisi ile ilçelerdeki altyapı yatırımlarının da resmî açılışlarını yapacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerjide aralarında 422 milyon liralık yatırım olan Yatağan Pamukkale Enerji İletim Hattı’nın da bulunduğu çok sayıda yatırımı da hizmete açacaklarını söyledi.
Valilik tarafından tamamlanan yol yapımları, antik kentlerdeki kazılar, restorasyonlar, çevre düzenlemeleri, çeşitli kurumların hizmet binaları ve diğer yatırımlar ile Köyceğiz, Ula, Kavaklıdere, Ortaca, Dalaman, Seydikemer ve Yatağan belediyelerinin 86 ayrı projesini de resmen hizmete açtıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu yatırımların şehre hayırlı olmasını diledi.
“MUĞLA’YA TOPLAM 50 MİLYAR LİRA TUTARINDA KAMU YATIRIMI YAPTIK”
Emeği geçen bakanlıkları, belediyeleri ve kurumları da tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İktidara geldiğimiz günden bugüne Muğla’ya toplam 50 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık. Laf ola beri gele yok, icraat, icraat, icraat” diye konuştu.
Eğitimde 3 bin 325 yeni derslik kazandırdıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlik ve sporda 11 bin 157 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları açtıklarını, toplam 69 spor tesisi inşa ettiklerini söyledi.
Kentteki ihtiyaç sahiplerine toplam 2,5 milyar lira tutarında kaynakla destek olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sağlıkta toplam 1541 yataklı 16 hastane dahil 38 sağlık tesisi inşa ettik. Çevre ve şehircilikte Muğla’da 3 bin 355 konutun yapımını tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. 953 konutun yapımına devam ediyoruz. Muğla için İlk Evim projemiz kapsamında toplam 2 bin 599 konut inşa edecek, İlk Arsa projemiz kapsamında da 5 bin 500 altyapılı arsayı sizlerin hizmetine sunacağız. İktidara geldiğimizde Muğla’da 8 adet atıksu arıtma tesisiyle belediye nüfusunun yüzde 25’ine ulaşılabilir iken bugün 33 adet atık su arıtma tesisiyle belediye nüfusunun yüzde 94’üne hizmet veriyoruz. Ulaştırmada 90 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğuna 367 kilometre ilave yaparak toplamda 457 kilometreye ulaştırdık. Geçtiğimiz yıl 4,6 milyon yolcu kapasitesine ulaşan Dalaman Havalimanı’nı ve geçtiğimiz yıl yaklaşık 4 milyon yolcu kapasitesine ulaşan Milas Bodrum Havalimanı’nı yeniledik. Ören ve Turgut Reis yat limanlarını, Bodrum ve Güllük iskelelerini tamamlayıp şehrimize kazandırdık.”
“234 MİLYON FİDANI TOPRAKLA BULUŞTURDUK”
Tarım orman alanında Muğla’ya 8 baraj, 7 içme suyu tesisi, 18 sulama tesisi, bir arazi toplulaştırma, 66 taşkın koruma tesisi, 7 gölet ve 10 hidroelektrik santrali inşa ettiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaptığımız sulama projeleriyle Muğla’da yaklaşık 105 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtık, 60 bin dekar arazinin sulanmasına hizmet edecek 5 barajın inşası sürüyor. Şehir genelinde 110 bin hektar alanda çalışma yaparak 234 milyon fidanı toprakla buluşturduk” diye konuştu.
Arıcılığı geliştirmek ve organik bal üretimini desteklemek için 14 bal ormanı kurduklarına da işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, çiftçilere toplam 2,1 milyar liralık tarımsal destek verdiklerini, 9 tarımsal ovayı da koruma altına aldıklarını söyledi.
Muğla’daki turist sayılarına ilişkin de bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yabancı turist sayısına göre ilk üçte, iç turizmde ise ilk sırada yer alan Muğla’mızın toplam turist sayısı, önceki yıla göre yüzde 37 artış göstererek 6 milyonun üzerine çıktı” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muğla’ya sanayi ve teknolojide, bir teknopark ile 2 araştırma geliştirme merkezi kurduklarını da belirterek şunları kaydetti: “İşverenlerimizi toplam 4,1 milyar lira tutarındaki prim teşvikiyle destekledik. Enerjide Muğla’ya, Menteşe’ye, Yatağan’a, Ula’ya, Kavaklıdere ve Bayır’a doğal gaz arzını sağladık. Bitmedi, önümüzdeki dönemde Bodrum, Dalaman, Datça, Fethiye, Köyceğiz, Marmaris, Milas, Ortaca ve Seydikemer’e doğal gaz arzını inşallah sağlayacağız. Gördüğünüz gibi ne kadar özetlersek özetleyelim, Muğla’ya hizmetlerimizi anlatmakla bitiremiyoruz, inşallah önümüzdeki dönemde şehrimizi daha çok, daha büyük hizmetlerle buluşturacağız. Türkiye Yüzyılı destanını Muğla’yla, siz Muğlalılarla birlikte yazacağız. Zaman daraldı, seçime ana kademe yoğun bir şekilde gidiyor muyuz? Sandıkları patlatıyor muyuz? Şimdi öyle bir seslenelim ki tüm Türkiye duysun. Muğla’dan inşallah sandıkları patlatarak geleceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından, hizmete alınacak projelerin bulunduğu noktalara canlı bağlantı yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, beraberindekilerle kurdele keserek hizmete alınan eserlerin toplu açılışını yaptı.
Törene, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu da katıldı.

DÜNYA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rami Kütüphanesi Açılış Töreni’ne katıldı





Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rami Kütüphanesi Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Ülkemizin, özellikle de İstanbul’un tarihî ve kültürel mirasına sahip çıkmayı, ecdada karşı sorumluluğumuzun bir gereği olarak görüyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rami Kütüphanesi Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıları selamlayarak kütüphanenin hayırlı olması temennisinde bulundu.
Hayatını kaybeden sanatçı Burhan Çaçan’a Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burhan Çaçan yürek tellerimizi titreten, güçlü sesi, kendine özgü yorumu ve her zaman koruduğu vakur duruşuyla hem halkımızın gönlünde taht kurmuş hem de Türk halk müziğine eşsiz katkılar yapmış bir sanatçımızdır. Merhum sanatçımız bizim de ilk gençlik yıllarımızdan itibaren severek dinlediğimiz, şahsiyetini hep takdir ettiğimiz gerçekten müstesna bir insandı. 45 yıllık sanat hayatı boyunca birbirinden değerli albümlere imza atan Burhan Çaçan vefatıyla geride doldurulması zor bir boşluk bırakmıştır. Rabbim merhum sanatçımızı rahmeti ve merhametiyle kuşatsın. Başta ailesi olmak üzere yakınlarına ve tüm sevenlerine sabır versin diyorum” ifadelerini kullandı.
Kütüphaneye dönüştürülen Rami Kışlası’nın ülkenin son 2,5 asırlık tarihinde çok önemli bir yeri olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisinin de buranın gıda çarşısına dönüştüğü dönemde peynir, sucuk ve pastırma satışı yaptığını söyledi.
Burada bir geçmişini kenara koymanın mümkün olmadığını, buranın top sahası olduğu dönemde futbol da oynadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama hepsinden öte Sultan 2. Mahmut 1828-1829’daki Osmanlı Rus Savaşı’nın askerî ve idari yönetimini bu kışladan yürütmüştür. Cumhuriyet döneminde de aynı amaçla uzunca bir süre kullanılan kışla daha sonra az önce ifade ettiğim gibi Gıda Toptancıları Sitesi de dâhil farklı biçimlerde değerlendirilmiştir” diye konuştu.
“İSTANBUL’UN EN BÜYÜK KÜTÜPHANESİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zaman içinde ciddi bir tahribata uğrayan bu abide eseri İstanbul’un en büyük kütüphanesi olarak düzenlemek için yürüttükleri çalışmaların nihayet sona erdiğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Rami’yi sadece bir kütüphane değil pek çok faaliyetin de yapılabileceği bir kültür merkezi olarak planladık. Buradaki kütüphanemiz haftanın her günü, günün 24 saati gençlerimiz başta olmak üzere kitapseverlere hizmet verecektir. Kullanım alanı 36 bin metrekareyi geçen, peyzaj alanı 51 bin metrekareyi bulan, diğer ilaveleriyle yaklaşık 110 bin metrekarelik bir alanda şu andaki yapıya kavuşmuş bulunuyoruz. Kütüphanemizde ilk etapta 2 milyonu aşkın kitap ve 4 bin 200 kişilik kapasitesiyle hizmete başlamasından memnuniyet duyuyorum. Kitap sayımız elbette zaman içinde daha da artacak. Kütüphane bünyesindeki Atatürk İhtisas Kütüphanesi de 25 bin ciltlik külliyatıyla kendi alanında önemli bir ihtiyacı karşılayacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rami bünyesindeki Yazma Eserler Kütüphanesi’nin de buraya ayrı bir derinlik katacağını dile getirerek günümüzün olmazsa olmazı dijital kaynakların da burada meraklılarıyla buluşacağını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kütüphanede emeği geçen herkesi tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin 100’üncü yılını 100 yeni kütüphaneyle karşılama hedefine adım adım yaklaştıklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu eserin her türlü takdirin üzerinde olduğunu söyledi.
Ülkenin özellikle de İstanbul’un tarihi ve kültürel mirasına sahip çıkmayı ecdada karşı sorumluluklarının bir gereği olarak gördüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, üstelik sadece bununla kalmadıklarını, modern sanatların ülkede yaygınlaşmasını sağlayacak projeleri de hayata geçirdiklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışla Ankara’daki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi bünyesinde ülkenin en iyi altyapısına sahip bir kongre ve kültür merkezi, sergi merkezi ve kütüphaneyi milletin hizmetine sunduklarını anımsatarak, yine Cumhurbaşkanlığı’nın Çankaya Köşkü’ndeki, Tarabya Yerleşkesi’ndeki, Dolmabahçe’deki, Yıldız Sarayı’ndaki tarihî eserleri restore ederek, Vahdettin Köşkü’nü o yanmış hâlinden sonra bugünkü hâline getirerek, yeni baştan yaparak, tarihe sahip çıktıklarını dile getirdi.
Millî Saraylar Başkanlığını, Cumhurbaşkanlığına bağlayarak, ecdat yadigârı pek çok eserin ihyasını sağladıklarını, bunlarla beraber Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi’ni yürütülen tüm olumsuz kampanyalara rağmen yeniden ve çok daha güzel bir şekilde İstanbul’un kültür sanat hayatına kazandırdıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Diğer yandan Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını 100 yeni kütüphaneyle karşılama hedefimize adım adım yaklaşıyoruz. Bir taraftan Kültür ve Turizm Bakanlığımız diğer taraftan Millet Bahçeleri bünyesindeki kütüphane çalışmalarıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız, öte yandan belediyelerimiz, ülkemizi ve gençlerimizi kitapla buluşturmak için canla başla çalışıyor. Tabii üniversitelerimizin ve sivil toplum kuruluşlarımızın son dönemde bu konuda gösterdiği gayretlerin de yakın takipçisiyiz. Yeni bir anlayışla dönüştürdüğümüz ve inşa ettiğimiz kütüphanelerimizin gençlerimiz nezdinde gördüğü kabule gittiğim her yerde şahit oluyorum. Eskiler ‘şerefü’l mekin bil mekân’ derler. Yani bir mekânın şerefi, değeri, anlamı orada bulunanlarladır. Bu mananın bu sözün en iyi vücut bulduğu yerlerin kütüphaneler olduğuna inanıyorum. İşte burası böyle bir eserdir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerle birlikte tüm vatandaşların kütüphaneyle ünsiyeti ne kadar güçlendirilirse geleceğin o derece emniyette olacağının altını çizerek, “Az önce buradaki bir Anadolu Lisesi’nin mensubu gençlerimizle bir arada olduk. Ve ‘Cumhurbaşkanım 5 dakikada artık okulumuzdan buraya geliyoruz’ dediler. 5 dakika. ‘Başka?’ dedim, ‘Onları da söyleyin bakalım.’ Artık burada çorbanızı içecek misiniz? İçeceksiniz. Çayınızı içecek misiniz? İçeceksiniz. Kahvenizi içecek misiniz? İçeceksiniz. Kek, onu da yiyeceksiniz, para yok. Tabii çok mutlular. Yarın sabahtan itibaren bu uygulama da başlıyor” diye konuştu.
Geriye doğru bakıldığında, kütüphanelerin ne kadar zengin, ne kadar yaygın, ne kadar hareketliyse medeniyetin o derece ürettiğini, devletin o derece güçlü, milletin o derece müreffeh olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim medeniyetimiz kitapla, defterle, kalemle, mürekkeple, okumakla, anlamakla, sormakla, anlatmakla yoğrulmuş, ilimle, irfanla, hikmet ve tefekkürle kıvamını bulmuştur. Duvarları kitaplarla dolu bir kütüphaneyi en kıymetli hazinelerden daha üstün tutan ecdadımız, her kütüphaneyi cennetten bir köşke benzetmiştir. Âlimleri, gölgelerinde soluklanılan cennet ağaçlarıyla kıyaslayan ecdat, onların eserlerini de bu ağaçların meyveleri olarak görmüştür. Elhamdülillah, nasıl bir ecdada sahibiz. İnşallah biz de onlara layık oluruz” değerlendirmesini yaptı.
“ADALET, HAK, HAKKANİYET VE FIRSAT EŞİTLİĞİ TEMELİNDE HİÇBİR AYRIM GÖZETMEKSİZİN ÇALIŞTIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayırlı işlerin her biri gibi ilim, irfan, kültür, sanat faaliyetlerini de ibadet aşkıyla yürüten milletin, bu vasfı sayesinde asırlarca dünyaya ışık tuttuğunu, hâlen el üstünde tutulan eserler verdiğini aktararak, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kütüphanelerimizin sembolü olduğu bereketli medeniyet iklimimiz, yerini fikri ve manevi kuraklığa bıraktıkça bu tablonun yerini gerileme, rehavet, sefalet almıştır. Kimi dönemlerde bu kuraklık iklimi özellikle tesis edilmiş, özellikle başımıza bir kara bulut gibi çöktürülmüştür. Ülkemizde yıllarca eğitim öğretimi ve entelektüel faaliyetleri hep tek yönlü bir formatlama aracı hem de belirli kesimlere mahsus bir ayrıcalık olarak tutmaya çalışan zihniyetin yol açtığı kısırlığı yaşadık. Çocuklarımızı ya okullara hiç almıyorlardı ya da faşizan baskılarla kendi ideolojik saplantıları doğrultusunda biçimlendirmeye çalışıyorlardı. Rahmetli Menderes’in başlattığı, rahmetli Özal’ın sürdürdüğü bu ülkenin asli unsuru olan milletin evlatlarının akademiden bürokrasiye, medyadan iş dünyasına her alanda önlerini açma çabalarını hayırla yâd ediyoruz. Biz de hükûmete geldiğimiz günden beri adalet, hak, hakkaniyet ve fırsat eşitliği temelinde hiçbir ayrım gözetmeksizin, ülkemizin her köşesini ve milletimizin tamamını kuşatacak şekilde bu anlayışla çalıştık, çabaladık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kalkınmanın bir bütün olduğuna, en başında da eğitimin, kültür ve sanatın geldiğine inandığını ifade etti.
Bunun için önceliklerinin ilk sırasına eğitimi aldıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem geçmişin yanlışlarını düzeltecek, mağduriyetlerini giderecek hem de bugünün ihtiyaçlarına cevap verecek bir eğitim altyapısı ve sistemi kurmak için kolları sıvadıklarını söyledi.
Okul öncesinden üniversiteye, oradan akademik basamakların en üstüne kadar tüm kademelerde köklü reformlar gerçekleştirdiklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesleki eğitimi güçlendirmek dâhil tüm sistemi yeniden yapılandırdıklarının altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversiteleri 81 vilayete yaygınlaştırdıklarını anımsatarak, şunları anlattı: “Çocuklarımızı ve gençlerimizi her alanda destekledik. Aynı şekilde kültür sanat altyapımızı tahkim ettik. Düşüncesine, yüreğine, becerisine, emeğine dayalı üretim yaparak ülkemize değer katan herkesin yanında olduk. Yaptığı işe, gerçekleştirdiği üretime, verdiği hizmete kendi değerlerinin damgasını vuran kültür sanat insanlarımızı özellikle teşvik ettik. Bunları yaparken asırlardır yolumuzu aydınlatan medeniyet güneşimizi tekrar en yükseğe taşıma peşinde koşuyorduk. Demokrasi ve kalkınma atılımlarımızın diğer tüm başlıklarında kaydettiğimiz gelişmelerin de bu mücadeleyi destekleyen bir yönü vardı.”
Geçen 20 yılda ülkenin asırlık altyapı eksiklerini, demokrasi ve güvenlik ihtiyaçlarını gidermekte gerçekten çok büyük bir başarı yakaladıklarını ve bunu kimsenin inkâr edemeyeceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu çerçevede eğitimde, kültür ve sanatta geldiğimiz yeri de çok önemli görüyoruz. Ama henüz bu alanlarda arzu ettiğimiz seviyeye ulaşamadığımızın da farkındayız. Bizimki ancak hayalleri ve hedefleri büyük olanların yaşayabileceği bir hayıflanmadır. Yoksa asırlara bedel eserler ve hizmetler ortaya koyduğumuzdan asla şüphemiz yok” değerlendirmesinde bulundu.
“RAMİ KÜTÜPHANEMİZ GELECEĞE YATIRIMIN ESERİ OLACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünya değişirken ülkemizin yerinde kalması demek gerileme işaretidir. Takip eden değil öncülük yapan diğer alanlar gibi kültürde de kendisine sunulanları tüketen değil, üreten bir Türkiye için gece gündüz çalışıyoruz. İnşallah önümüzdeki dönem Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla eğitim ve kültür başta olmak üzere ülkemizi küresel düzeyde marka hâline getirecek başlıkların tamamında da milletimizi hayallerine kavuşturacağız” diye konuştu.
Rami Kütüphanesi’ni, bu büyük yürüyüşte yeni bir halka, yeni bir safha olarak gördüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Rami Kütüphanemizi gezerken bütün gerek cilt hanesi yani mücellitlerimizi gördüm gerekse adeta bir ameliyathane gibi kitapların restorasyonlarının yapıldığı birimlere girdik. Oradaki arkadaşlarımızın nasıl bir hassasiyetle çalıştıklarını, adeta organ nakli yapar gibi o kitapların bütün gerçekten tahrip olmuş o yaprakları tek tek tek nasıl bir yerden bir yere naklettiklerini görmek, onlara şükran borcu olduğumuzu söylememek mümkün değil. Ve bu eserlerle beraber inşallah Rami Kütüphanemiz çok çok farklı geleceğe bir yatırımın eseri olacak. Ülkemize ve İstanbul’umuza hayırlı olmasını diliyorum. Dilediğimiz tüm kitapları buraya nakledebiliriz. Ve Kültür Turizm Bakanlığımızın bütçesine ayrıca bir destek vererek yurt içi, yurt dışından buraya her türlü inşallah kitapları alacağız. İthalatçılığımıza onu getireceğiz. Kitap ithali yapacağız dünyanın dört bir yanından ve Rami Kütüphanemizin bu uluslararası özelliğini de çok daha güçlü hâle getirmiş olacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kütüphanede okuyacak, araştıracak, eser ortaya koyacak, yapılan faaliyetlerden istifade edecek herkese teşekkür ederek sözlerini tamamladı.
Konuşmaların ardından Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a günün anısına Rami Kütüphanesi’nin minyatürünü takdim etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, protokol üyeleriyle birlikte kurdele keserek kütüphanenin açılışını gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, program öncesinde eşi Emine Erdoğan’la birlikte Rami Kütüphanesi’ni gezdi, öğrencilerle sohbet etti.

DÜNYA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Savunma sanayiinde büyük bir zihniyet devrimi gerçekleştirdik”




Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeni Nesil Fırtına Obüsleri Teslimat Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Savunma sanayiinde başarı hikâyesi yazmakla kalmadık, aynı zamanda büyük bir zihniyet devrimi de gerçekleştirdik” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Millî Savunma Bakanlığı Arifiye Yerleşkesi BMC İşletmesi’nde Yeni Nesil Fırtına Obüsleri Teslimat Töreni’ne katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.
BMC Power tarafından bugün teslim edilecek altı adet yeni nesil Fırtına Obüsü’nün hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah bu sayıyı önümüzdeki dönemde yeni teslimatlarla toplamda 140’a kadar çıkartacağız. Yeni nesil Fırtına Obüsleri şu an envanterde olan modellere kıyasla pek çok avantaja sahiptir. Yürütülen çalışmalar neticesinde obüslerimizin hem beka kabiliyeti hem de ateş gücü artırılmıştır” dedi.
“TÜRKİYE’NİN SAVUNMA HAMLELERİNİN ENGELLENMESİNE ASLA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”
Türkiye’nin savunma hamlelerinin, geçmişte defalarca yaşandığı gibi, türlü ayak oyunlarıyla engellenmesine asla müsaade etmeyeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Savunma sanayii alanında da tam bağımsızlığımızı ilan edene kadar durmayacak, dinlenmeyecek, en küçük bir geri gidişe rıza göstermeyeceğiz. İşte bugün burada olduğu gibi, kamu ve özel sektör iş birliğiyle, inşallah ülkemizi başarıdan başarıya koşturacağız” açıklamasında bulundu.
Türkiye’nin zincirlerini kırdığı alanların başında savunma sanayiinin geldiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ana yüklenicileri, KOBİ’leri, araştırma kuruluşları, teknoloji merkezleriyle son 20 yılda bu alanda hayal dahi edilemeyen başarılara imza attık. Savunma sanayiinde başarı hikâyesi yazmakla kalmadık, aynı zamanda büyük bir zihniyet devrimi de gerçekleştirdik. Daha önce başlattığı stratejik projeler emekleme aşamasındayken akim bırakılan ülkemiz, bizimle birlikle ilk defa projelerinin neticelendiği, uygulamaya geçtiği, başarısını ispatladığı günleri gördü. ‘Yapılamaz’ denilen, ‘hayal mahsulü’ olarak nitelenen birçok kritik projeyi, hamdolsun tek tek gerçeğe dönüştürdük.”

-
DÜNYA2 sene ago
DEV YATIRIMLAR | AĞRI’DA ALTIN VE GÜMÜŞ REZERVİ MÜJDESİ
-
DÜNYA2 sene ago
Dev yatırımlar | Türkiye eSIM geliştiren ülkeler arasında ilk sıralarda yerini aldı.
-
DÜNYA2 sene ago
Dev Yatırımlar | Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren Hattı Projesi’nde performans testleri başladı
-
DÜNYA2 sene ago
Dev yatırımlar | Cumhurbaşkanı Erdoğan, ETİ Maden Lityum Üretim Tesisi Açılış Töreni’nde konuştu
-
DÜNYA2 sene ago
Dev yatırımlar | Enerji Ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez : Söğüt’te Altın Kaynağı Tespit Edilen Sahayı İnceledi
-
DÜNYA2 sene ago
Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye Genç İş Adamları Heyetini (TÜGİK) Kabulünde Açıklamalarda Bulundu
-
DÜNYA2 sene ago
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “OECD İstanbul Merkezi Açılış Töreni”ne Video Mesaj Gönderdi
-
GÜNCEL2 sene ago
Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Ekonomimizi güçlendirecek, demokrasimizin, hak ve özgürlüklerin çıtasını yükseltecek reform hazırlıkları içindeyiz”